evliyaların allah ile kul arasında aracı kabul edilmesi – Muhalif Sözlük
tarikatlerin nasıl da kolayca insanı şirke götürebileceği meselesidir. mekke döneminde müşrikler de allah'a inanıyorlardı. lakin bu iman tasavvuru henoteist bir yapı arzettiğinden en yüce ve sonsuz olanla kendileri arasında yardımcı tanrılar veya aracılar koyma gereği hissettiler. çünkü tanrı'ya direk bağlanmak, ona yakarmak böyle extrem bir durummuş gibi saygısızlıktı, haddi aşmaktı. onlar da bu sebeple küçük ve yardımcı tanrılar üretmişlerdi.

onlara göre yardımcı tanrılara kurban kesilirse, isimleri sürekli zikredilirse, adaklar-ayinler-ikramlar yapılrsa, bulundukları puthaneler ziyaret edilirse, tanrı ile aralarında onların adı zikredilirse vs. bu aracılık onları felaha eriştiriyordu. işte bu durum allah tarafından kabul edilemez oluşundan insanlığı nübüvvet ile lütuflandırdı. tevhid doktrini bu haksızlığı ve çirkefliği kaldırmak için son bir kez kur'an ile yeryüzüne geldi ve yeryüzündeki sözde tanrılara savaş açtı. bu sebeple kur'an'da sıkça tekrarlanan "lillahi mulk'us semavati ve'l ardh", "rabbus semavati vel ard", "bedîus semavati vel ard" gibi "yani göklerin ve yerin sahibi/ilahı/yaratanı o'dur" mealindeki espri bu yeryüzündeki sözde tanrıların da bir hükmünün olmadığının ilanıdır. aklınızı başınıza devşirin, adam olun sadece gökte değil, yerdekiler de hükümsüzdür, bir tek ben varım diyor Tanrı.

ilginç olan ise, artık ağaçtan veya helvadan putların aracı kılınıyor olmaması değil aksine canlı-kanlı benim gibi adamların aracı kılınıyor olması. hiç de utanma arlanma da yok bu mürşidlerde. uçan kaçan biri de demiyor ki "lan oğlum aklınızı başınıza devşirin; ne aracısı, ne kutbu a.q." bu yapılan tevhide, kur'an'a aykırı diye gerçekten hiddetlenen yok. aksine herkes memnun yarı-tanrı halinden.

zümer süresi 3.ayet "Vellezınettehazu min dunihı evliya' diye devam ederken orada evliya kelimesi yani "dost edinmek" geçtiği halde, üstelik bu dostlara(evliyalara) olan tapınma aynı yukarıda bahsettiğim ritüellerle bugün tarikatlerde hala olmasını ne ile açıklayacağız? bu müselman sıfatlı arkadaşlar müşrikleri mars'tan gelme birşey zannediyor olmalılar. ayetin devamı ve manası için http://www.kuranmeali.org/39/zumer_suresi/3.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx

işte zümer 3 tüm aracıları silip atıyor. evliyaymış uçmuş kaçmış banane. adamın aynı anda birkaç yerde görünüldüğünün iddiasının doğruluğunu bir anlığına (!) kabul etsek bile bana ve imanıma ne faydası var. hint fakirleri de yapıyor aynısını. ganj'ın üstüne kilimi serip oturuyor adamlar ve batmıyorlar. onlar yapınca istidrac, bizim tarikat ehli yapınca keramet.(!)

vesile kılmak, aracılıktır. aracılık da putperestliktir. tasavvuf en genel ve kaba anlamıyla islam'daki mistisizm olsa bile, bir nebzeye kadar şahsi olarak yapıldığında olgunlaşmayı getirebilir. şahsi yönde şirke düşmeden sadece zirk, vird, zühd, tevazu felan takılınsa ama uçmadan-kaçmadan ve tembellikle vakit geçirmeden, anlaşılabilir ve bu, falanca adamın yoğurd yiyişidir denebilir.

ama iş tarikatlere gelince cozutuluyor. ve bunun ardı arkası kestirilemeyip insanların yetmeyen seviyeleriyle ortaya modifiye edilmiş çağdaş putperestlik çıkıyor.

adam olun!

(bkz:henoteizm)
Your article helped me a lot, is there any more related content? Thanks! https://www.binance.com/kz/register?ref=GJY4VW8W