roman karakterine aşık olmak – Muhalif Sözlük
genellikle ilköğretim ve lisenin ilk yılları bu vaka görülür. okuduğunuz romandaki karakterlerden biriyle duygusal bağ kurma ile başlar. sonraları hep o karakter merak edilir. yemek yerken su içerken, dersteyken hep aklın bir tarafında romana dönüş isteği durur. aşk tek taraflı olur ama bayağı bağlanır okuyan genç dimağ..

ben gerçekten böyle olduğumu bilirim. lise sonda alamut'u okuduktan sonra roman karakteri halime'ye şiir yazmamdan farkettim bunu. ilk ortaokul yıllarım aklıma geliyo. hazırlık veya orta1de hocamızın zorla okuttuğu 400-500 sayfalık "çalıkuşu"nu hatırlıyorum. reşat nuri güntekin öyle bir anlatmıştı ki romanın satırlarında "munise"yi sevdiğimi anlamıştım. nasıl olduğunu kavrayamadım ama onunla ilgili satırları-tasviri tekrar tekrar okur, ölümünde ağladığımı hatırlarım. yemeden içmeden kesilmiştim.

orta 2'de charles dickens'ın "great expectations"ı ingilizce dersinde okuma kitabımızdı çorum anadolu lisesindeyken.. hala aşığı olduğum estella ile tanışmıştım. o kadar kaprisli, tutkulu, zalim ve güzel bir kızmış ki hoca bu romanla ilgili tiyatro oynatmıştı. herhalde hocanın o büyülü-romantik anlatımı ve sahnedeki o estella aşık etmişti beni kendine =).. hala da estella benim hülyalar diyarımda ulaşmak istediğim, sevdiğim, beni bekleyen, gözyaşımı silen, lise yıllarımdan birinin görünüşüne sahip bir melek .

sonraları lise 2'nin sonlarına doğru ahmed günbay yıldız üstadın "sular durulursa"daki esra'ya aşık olmuştum da okula giderken her sabah a. paşa otobüsünde gördüğüm 23-24 yaşlarındaki bir kızı esra bellemiş , rüyamda görmüş, esra diye peşine düşmüştüm defalarca.. elazığ'ın sokakları bana çok romantik gelirdi büyük aşkım esramı izleyince yada adımlarını.. sessiz meleksi bir yüzü vardı.. çekik ama büyük gözleri ve türkan şoray kalıplı bir siması vardı.. o kadar büyülü ve hülyalı gelirdi ki o ıslak sokak araları..


birgün gece dersaneden öss etüdü çıkışı son hilalkent otobüsüne binince gördüm onu. bir erkek vardı yanında.. ama otobüs gelince ayrılmışlardı. o anda çok üzüldüğüm , boğazımdan sanki birşey geçmiyor gibi nefesim kesilip yutkunamayışım hala aklımda..

o hiç bilmedi, duymadı, öğrenmedi, anlamadı ona olan duygularımı.. ben esra dedim ona ve o da esra kaldı mazimde.. hala da esra..
sanırım hepimizin hayatındaki en güzel aşk; görmediğimiz, yada ulaşamayacağın birine hissettiğimiz duygudur.
roman karakterine aşık olmakta böyle bişey olsa gerek...

huzur sokağındaki sanırım ismi şule olan nisaya duyduğum aşk fazla uzun sürmedi haftada bir tanesini bitirdiğim ahmet günbay yıldız romanları sayesinde. evet evet aynı düşündüğünüz gibi oldu ve ben her hafta farklı birine aşık oldum.

ama en büyük aşkımı metin savaş'ın efendi dayının kozalaklarını okurken erguvan yokuşunda tanıştığım mualla ile yaşadım, zira tanışmış olsak onunda bana sevgi besleyeceğinden emindim...

ve son olarak ali ayçil'in sur kenti hikayelerini bir gecede bitirirken birden fazla karaktere aşık olarak jübilemi yaptım, jübilemi yaptım diyorum zira yeniden bir karaktere aşık olmaya kalksam evde gözlerimi oyacak biri bekliyor olacak.

vesselam; siz siz olun bekarken aşık olabileceğiniz kadar aşık olun, evlenince olmuyor dostlar.
kürk mantolu madonna da böyledir çerez niyetine kitaplıktan söylene söylene alınır raif beyin tutkusuna,çaresizliğine,aşkına sahip çıkışına; marianın raif efendiyi yeniden yaratmasına,o umarsızlığa oracıkta aşık olunur kitap 4 saatte biter,hala okuyabilirim o gücü kendimde bulabilirsem şayet
r.k.a.o.a. -okuduğum kitapta ki hatuna aşık oldum.
r.k.a.o.a.a. -sana bi manita şart oldu. dialoğuna kaynak oluşturan olay.

r.k.a.o.a. =roman karakterine aşık olan abazan
r.k.a.o.a.a. = roman karakterine aşık olan abazanın arkadaşı.