evrim teorisi – Muhalif Sözlük
insan neslinin hayvandan türediğini savunur durur bilmem kaç yüzyıldır. fakat hiç bir kanıt bulamazlar ne hikmetse.
dünyada savunucusu kalmamış bir görüştür. yıllarca bu ülke insanına dikte edilmeye çalışılmış yememiştir.
ilginç diyaloğları vardır.
+hocam babam hayvandan geldiğimizi söylüyo ama
-olm ailevi sırlarını herkesin içinde konuşma ayıptır.
size evrimcilerin ağzından evrim teorisini sunayım. kendileri bile inanmıyorlar teorilerine.

---------------alıntı---------------
ünlü Darwinist paleontolog Niles Eldredge:

"Ayrı türlere ait fosillerin, fosil kayıtlarında bulundukları süre boyunca değişim göstermedikleri, Darwin'in Türlerin Kökeni'ni yayınlamasından önce bile paleontologlar tarafından bilinen bir gerçektir. Darwin ise gelecek nesillerin bu boşlukları dolduracak yeni fosil bulguları elde edecekleri kehanetinde bulunmuştur... Aradan geçen 120 yılı aşkın süre boyunca yürütülen tüm paleontolojik araştırmalar sonucunda, fosil kayıtlarının Darwin'in bu kehanetini DOğRULAMAYACAğı AçıKçA GöRüLüR HALE GELMişTiR. Bu, fosil kayıtlarının yetersizliğinden kaynaklanan bir sorun değildir. FOSiL KAYıTLARı AçıKçA SöZ KONUSU KEHANETiN YANLış OLDUğUNU GöSTERMEKTEDiR. Türlerin şaşırtıcı bir biçimde sabit oldukları ve uzun zaman dilimleri boyunca hep statik kaldıkları yönündeki gözlem, "kral çıplak" hikayesindeki tüm özellikleri barındırmaktadır: Herkes bunu görmüş, ama görmezlikten gelmeyi tercih etmiştir. Darwin'in öngördüğü tabloyu ısrarla reddeden hırçın bir fosil kaydı ile karşı karşıya kalan paleontologlar, bu gerçeğe açıkça yüz çevirmişlerdir."
N. Eldredge, and ı. Tattersall, The Myths of Human Evolution, Columbia University Press, 1982, s. 45-46

Ali Demirsoy:

“Evrimde açıklanması en zor olan kademelerden biri de bu ilkel canlılardan, nasıl olup da organelli ve karmaşık hücrelerin meydana geldiğini bilimsel olarak açıklamaktır. Esasında bu iki form arasında gerçek bir geçiş formu da bulunamamıştır. Bir hücreliler ve çok hücreliler bu karmaşık yapıyı tümüyle taşırlar, herhangi bir şekilde daha basit yapılı organelleri olan ya da bunlardan birinin daha ilkel olduğu bir gruba veya canlıya rastlanmamıştır. Yani taşınan organeller her haliyle gelişmiştir. Basit ve ilkel formları yoktur.” Prof. Dr. Ali Demirsoy, Kalıtım ve Evrim, Ankara, Meteksan Yayınları, s.79

S. M. Stanley (John Hopkins üniversitesi):

Bilinen fosil kayıtları kademeli evrim ile uyumlu değildir ve hiçbir zaman olmamıştır... Paleontologların çoğunluğu, delillerinin Darwin'in bir türün değişimine götüren çok küçük, yavaş ve giderek biriken değişiklikler üzerine yaptığı vurguyla çelişir durumda olduğunu hissetmiştir... Onların hikayeleri de örtbas edilmiştir.
S. M. Stanley, The New Evolutionary Timetable: Fossils, Genes, and the Origin of Species, Basic Books ınc. Publishers, N.Y., 1981, s.71


Science dergisi:

Evrimsel biyoloji ve paleontoloji alanlarının dışında kalan çok sayıda iyi eğitimli bilim adamı, ne yazık ki, fosil kayıtlarının Darwinizm'e çok uygun olduğu gibi bir yanlış fikre kapılmıştır... Darwin'den sonraki yıllarda, onun taraftarları bu yönde (fosiller alanında) gelişmeler elde etmeyi ummuşlardır. Bu gelişmeler elde edilememiş, ama yine de iyimser bir bekleyiş devam etmiş ve bir kısım hayal ürünü fanteziler de ders kitaplarına kadar girmiştir.
Science, July 17, 1981, s.289

Neville George (Paleontolog, Glasgow üniversitesi) :

Fosil kayıtlarının (evrimsel) zayıflığını ortadan kaldıracak bir açıklama yapmak artık mümkün değildir. çünkü elimizdeki fosil kayıtları son derece zengindir ve yeni keşiflerle yeni türlerin bulunması imkansız gözükmektedir... Her türlü keşfe rağmen fosil kayıtları hala (türler arası) boşluklardan oluşmaya devam etmektedir.
T. N. George, "Fossils in Evolutionary Perspective", Science Progress, vol. 48, January 1960, s.1

Antropolog Jeffrey H. Schwartz:

"Pek çok paleontolog fosil kayıtlarında, kayıp halkaları bulmak yerine, sadece büyük boşluklarla ve bugüne kadar kaydedilmiş fosil türleri arasında herhangi bir ara form olmadığı gerçeğiyle yüz yüze geldi." (Schwartz, Jeffrey H., Sudden Origins, 1999, s. 89)

Edmund J. Ambrose (Londra üniversitesi'nde hücre biyolojisi profesörü):

"Jeolojik araştırmaların bugün gelinen safhasında, jeolojik kayıtlarda, Yaratılışçıların, Allah'ın her bir türü ayrı olarak yarattığı düşüncesine ters düşecek hiçbir bulgu yoktur..." (Dr. Edmund J. Ambrose, The Nature and Origin of the Biological World, John Wiley & Sons, 1982, p. 164)


D.B. Kitts (Oklahoma üniversitesi, Bilim Tarihi Profesörü):

Evrim, türler arası geçiş formalarını gerektirir, ama paleontoloji bunu evrimcilere vermemiştir. (D.B. Kitts, Paleontology and Evolutionary Theory (1974), p. 467)
---------------alıntı---------------

(b: şimdide size Darwin'in kendi kitabından bir kesit sunayım):

---------------alıntı---------------
Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, neden sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz? Neden bütün doğa bir karmaşa halinde değil de, tam olarak tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara geçiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katmanında gömülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolojik yapı ve her tabaka böyle bağlantılarla dolu değil? Jeoloji iyi derecelendirilmiş bir süreç ortaya çıkarmamaktadır ve belki de bu, benim teorime karşı ileri sürülecek en büyük itiraz olacaktır.
---------------alıntı---------------
Charles Darwin, The Origin of Species, s.172-280'den özetlenmiştir.


Aradan geçen yıllarda hiçbir ara geçiş formu olmadığına göre, atın bu teoriyi çöpe.

not:Atatürk'de bu teoriye inanmıştır.

---------------alıntı---------------
insanlar sularda kaynaşıp çırpınan bir varlıktan bugünkü şekline geldi. insanın bugünkü yüksek zekâ, idrak ve kudreti, milyonlarca ve milyonlarca kuşaktan geçerek hazırlandı. Artık insan bugün, doğanın sonsuz büyüklüğüne ve doğa içinde kendi türünün yazgısına, gittikçe büyüyen bir irade ve bilinç ile bakıyor.''

(Afet inan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve bilgiler, s. 267)



insanlar, “kurtçuklar” gibi sulardan çıktılar en önce… ilk atamız balıktır. işler daha daha ilerledikçe, o insanlar, primat* zümresindenler. Biz maymunlarız; düşüncelerimiz insandır!

* Maymunları da içine alan memeliler takımı

Atatürk, Tarih ve Dil Kurumları, Ankara 1954 s. 53
---------------alıntı---------------
gününmüz gençliğini gördüğümde acaba olma olasılığı var mı diye düşünmeden edemediğim teori. (u: kıllarını (u: kesmekten aciz, yarı çıplak gençlik))
adnan oktar'la mine g. kırıkkanat arasına sıkışmış teori. türkiye'de bilimsel olarak tartışılmış değildir henüz.

ha bir de, müslüman gaza ehlinin peygamber kıssalarını andırır hikaye kitaplarıyla çürütmeye çalışırken komik duruma düştüğü teoridir.