kırımlı – Muhalif Sözlük
12 aralık'ta gösterime girecek olan film. cengiz dağcı'nın korunç yıllar -fragman anlaşıldığı kadarıyla- ve devamı niteliğindeki yurdunu kaybeden adam kitaplarından uyarlanmıştır. sadık turan'ı murat yıldırım, maria'yı ise selma ergeç canlandırmıştır.
salı günü izledik. biraz kitaptan kopmuş bir senaryo ama beğendik. ''ırkçı olmayan türk'ün aklına sokayım'' mesajını alıyorsunuz filmde. desteklenmeli.
yaklaşık bir yıldır beklediğim filmdi. kitaptan bağımsız olarak düşünüldüğünde görüntü kalitesi vs. ile de bir türk filmi için kaliteli sayılabilir. ancak kitapla kıyasladığımdan olsa gerek film hiç etkilemedi beni. türkistan lejyonunun iyi yansıtılamaması, kılıçbay'ın tatar yapılması, mustafa gibi güçlü bir karakterin sırf sadık'ı daha ön plana çıkarmak adına zayıf gösterilmesi gibi durumlar hoşuma gitmedi. ama bu tarz kitapların sinemaya uyarlanmasının bile önemli bir adım olduğu inkâr edilemez.
Çok iyi bir film. Dönemin Kırım-Tatar Türkleri'nin ruslar ve almanlar arasındaki özgürlük-Türklük mücadelesini görüyorsunuz. Her ne cephede, her ne üniforma altında olursa olsun kalbi vatanı, milleti için atıyor bir Türk'ün. Filmdeki neslin öncüllerinden sultan galiyev de bir Tatar Türk'ü olarak bolşevik olmayı sadece sosyalizme olan inancından ötürü değil aynı zamanda vatanının hürriyeti için yegane şans görerek tercih etti. Filmde bölge Türkleri'nin buna benzer tercihler yapmak zorunda kaldığını anlayabiliyoruz. Ve yine filmdeki gibi bir gidişat ve son Galiyev'in hayatında görülüyor. josef stalin de Galiyev önderliğinde Türkleri hürriyet umuduyla oyaladı. Oysa Müslüman Kızılordu'yu salt bolşevik siyaset uğrunda sömürmekten öteye gitmedi, gitmeyecekti de. Bunun fark edilmesi, sonrasındaki hareketlilik, yaşananlar.. Ben filmi izlerken Sultan Galiyev'in hayatını anımsadım. Kırım Tatarları'nın talihi de bu imiş. Hem Galiyev'in hayatından hem de filmden çıkan sonuç şu: Türk'ün Türk'ten başka dostu yok.
cengiz dağcı'nın korkunç yıllar adlı kitabından esinlenerek yapılan film. ucuncu durmus çok beğenmese de benim hoşuma gitti. mavi alay'ı ve rus zulmünden ötürü kendilerini almanların pençelerine ''ya umut'' diyerek atan kırım türklerini anlatıyor.