son zamanların en çok tartışılan isimlerinden. islam hukukçusudur. kısaca hayatı şöyle:
temmuz 1976dan 1997ye kadar istanbul müftülüğünde müftü yardımcısı ve uzman olarak çalıştı. bu süre içinde fetva kurulu başkanlığını ve şeriye sicilleri arşivi yöneticiliğini yaptı. 1983-1993 yılları arasında islamî ilimler araştırma vakfının ilmi toplantılarını düzenledi. şeriyye sicilleri işığında osmanlılarda muhakeme usulleri isimli teziyle 1984te islam hukuku dalında ilahiyat doktoru; islam iktisadıyla ilgili çalışmalarıyla da 1987de kelam ve islam hukuku dalında doçent oldu. 1993te süleymaniye vakfını kurdu. 1997 yılında istanbul üniversitesi ilahiyat fakültesinde öğretim üyesi oldu. 2003 yılında ise islam hukuku profesörü oldu.
islam muhakeme hukuku (osmanlı devri uygulaması) (istanbul 1986), ticaret ve faiz, (ist. 2002), kur'an ışığında tarikatçılığa bakış, (istanbul 1997), din ve devlet ilişkileri teokrasi ve laiklik, (istanbul 1999), duada evliyayı aracı koyma ve şirk, (istanbul 2001), kur'an ışığında doğru bildiğimiz yanlışlar, (istanbul 2005) yazmış olduğu kitaplardan bazıları.
halen süleymaniye vakfı'nda sohbetler yapmakta. fazla marjinal ve popüler söylemlerini bir kenara bırakırsak, kulak kabartılması gereken yanları olan birisi. bir sohbetinde geçen şu diyalog hoştur: (u: gb)
-hocam ehl-i sünnetten ne anlamamız lazım?
-valla ehl-i sünnetten resmi ideolojiyi anlamamız lazım. yani bugün biz resmi ideoloji derken neyi anlıyorsak, ehl-i sünnet derken de o anlaşılıyor. şimdi bazıları diyor ki peygamber efendimizin yolu falan, evet, tabi ki öyle diyecekler başka bir şey diyecek halleri yok. ama bu ehl-i sünnet terimi dördüncü asırda ortaya çıkıyor, ondan öncekilerin yolu peygamberin yolu değil mi, yani bu tamamen siyasi bir terim olarak ortaya çıkmıştır sonra dini terim haline gelmiştir.
ayrıca, said nursi'nin lemeât'ında geçen bir şiirle alakalı, said nursi 80. bedeninde miydi adlı bir çalışmaya sahiptir, ciddidir de bu konuda. hasılı bir göz gezdirmekte fayda var.
temmuz 1976dan 1997ye kadar istanbul müftülüğünde müftü yardımcısı ve uzman olarak çalıştı. bu süre içinde fetva kurulu başkanlığını ve şeriye sicilleri arşivi yöneticiliğini yaptı. 1983-1993 yılları arasında islamî ilimler araştırma vakfının ilmi toplantılarını düzenledi. şeriyye sicilleri işığında osmanlılarda muhakeme usulleri isimli teziyle 1984te islam hukuku dalında ilahiyat doktoru; islam iktisadıyla ilgili çalışmalarıyla da 1987de kelam ve islam hukuku dalında doçent oldu. 1993te süleymaniye vakfını kurdu. 1997 yılında istanbul üniversitesi ilahiyat fakültesinde öğretim üyesi oldu. 2003 yılında ise islam hukuku profesörü oldu.
islam muhakeme hukuku (osmanlı devri uygulaması) (istanbul 1986), ticaret ve faiz, (ist. 2002), kur'an ışığında tarikatçılığa bakış, (istanbul 1997), din ve devlet ilişkileri teokrasi ve laiklik, (istanbul 1999), duada evliyayı aracı koyma ve şirk, (istanbul 2001), kur'an ışığında doğru bildiğimiz yanlışlar, (istanbul 2005) yazmış olduğu kitaplardan bazıları.
halen süleymaniye vakfı'nda sohbetler yapmakta. fazla marjinal ve popüler söylemlerini bir kenara bırakırsak, kulak kabartılması gereken yanları olan birisi. bir sohbetinde geçen şu diyalog hoştur: (u: gb)
-hocam ehl-i sünnetten ne anlamamız lazım?
-valla ehl-i sünnetten resmi ideolojiyi anlamamız lazım. yani bugün biz resmi ideoloji derken neyi anlıyorsak, ehl-i sünnet derken de o anlaşılıyor. şimdi bazıları diyor ki peygamber efendimizin yolu falan, evet, tabi ki öyle diyecekler başka bir şey diyecek halleri yok. ama bu ehl-i sünnet terimi dördüncü asırda ortaya çıkıyor, ondan öncekilerin yolu peygamberin yolu değil mi, yani bu tamamen siyasi bir terim olarak ortaya çıkmıştır sonra dini terim haline gelmiştir.
ayrıca, said nursi'nin lemeât'ında geçen bir şiirle alakalı, said nursi 80. bedeninde miydi adlı bir çalışmaya sahiptir, ciddidir de bu konuda. hasılı bir göz gezdirmekte fayda var.