cuma hutbesi – Muhalif Sözlük
genelde çiçek böcek mevzuların yer aldığı ritüel tamamlansın diye devam ettirilen, içi boş, fayda sağlamayan hutbelerdir. efendim iktisatlı olmak mühimdir, menekşeleri susuz bırakmamalıyız, elmaları iyice yıkamalı, sofra bezini de balkondan sallandırmamalıyız tarzında sürüp gidiyor. arkadaş anlatsana suriye'yi, özel yetkili mahkemelerdeki kul hakkı cinayetine değinsene, din yaşayan ve yaşanılan bir olgu değil mi, hayatın içine girsene! ama (b: devlet dini) olunca böyle oluyor. dün türkçe ezan okunan, bugün hükümet programlarına paralel etkinlik düzenleyen kurumlardan ibaret oluyor camiler. diyanet işleri başkanlığı pratik anlamda özerk olmalı ve her dinden inançtan akımdan insanlara dini vecibelerini yerine getirebilecekleri ortamı sağlamalı. devletin dini yoksa, devlet dinden elini çekmeli din de devletin gölgesinden kurtulmalı ki, gerçek anlamda sorgulayan, eleştiren, haksızlığa haksız diyen yapısına kavuşabilsin.
---------------based on true story---------------

gezgin abdal(u: sözlükteki admin kişisi yani), facebookta muhafazakar pileyboy(u: Sozlugun emekli yazarı) ile cuma hutbelerinin bile akp hükümetinin propaganda merkezi olduğunu tartışmaktadır bir arkadaşıyla daha beraber.. ve yorumlardan dolayı gaza gelir, ilk cuma hutbesinde suriye'deki baskıcı rejimden zulüm gören din gardaşlarına dua isteyen imama cemaatin ortasından sivrilerek şu okkalı sözleri fırlatır:

- hep esad'ın vurduklarına niye dua isteniyor? muhalifler hiç mi vurmuyor masumları, onlar zulmetmiyor mu? bu hutbenin konusu siyasi bir konudur, dini değil!

tabi cemaat sünnet'in ne olduğunu sadece lügat anlamıyla -o da vaiz ve imamın bildirdiği kadar- bildiği için ne olduğunu anlayamamış ve afal afal hatta şok geçirircesine gezgin abdal'e bakmıştır. caminin müdavim taraftarlarından bir mücahid ihtiyar delikanlı da cemaatin sözcüsü olarak o müthiş golü atmıştır:

+ otur, otur yerine terbiyesiz!

Kalemimdik bakar ki etrafındaki sakallı ve badem bıyıklılar içindeki pos bıyık veya hilal bıyıklılar hatta alkolden suratı çökmüş ve gözleri kan kırmızı pörtlemiş elemanlar da susmaktadır. çaresiz oturur ve cumayı eda etmeye devam eder..

---------------based on true story---------------

camide bazen öyle vaiz ve hutbelere rastlarsınız ki kendinizi sp veya akp il-ilçe teşkilatı mutat haftalık toplantısında zannedersiniz. konular sadece börtü böcek olmayabiliyor, bazen de mesela türkçülük'e veya türkçü mütefekkirlere çatılabiliyor; ne bileyim nevruz topa tutulabiliyor. hadi bizim genel yapıdan örnek vermeyelim, mesela sosyalizme veya militarizme de kayılabiliyor. veya özellikle hatta inadına "demograaasi", "anadolu milleti", "türkiyeliler" gibi siyasi terimlerde kullanılabiliyor.

ali bardakoğlu emeklilikten dolayı görevi bırakmazdan evvel açılım görüşmeleri için diyanet'e de gidilmişti ve erdoğyan camilerde bunun anlatılmasını istemişti. o günden sonra oturdum cumaları bekledim ve cami cami patlamak için gezdim durdum. yok ağbi! bardakoğlu yaman çıkmıştı ve eğilip bükülmemişti! hiçbir camide direk bu konu anlatılmadı! ima yollu tam değiniliyor denirken hemen imamlar ustaca çevirebiliyordu hutbeleri..

vacip olan zaten sadece dinlemek, anlamak değil! ben de anlamak istemediğimden kıçı iyice yere yerleştirip bekliyorum. hatta bazen uyku ile uyanıklık arasında da gittiğim olabiliyor. nasılsa kıçı tam yerleştirip bağdaşı kurunca abdest gitmiyor (u: gb). hepsi o!

camiler asr-ı saadetteki gibi okul, tartışma, fikir alışverişi veya karar verme mekanizması olsa tamam denilecek de cemaatin de harbiden (b: cemaat) olması şart!

kimle, nereye kadar, nasıl ve ne zaman yapılabilir ki o ilk dönem hutbeleri? bir de gezgin abdal gibi biri doğrulup "(i: hz.ömer'e kılıç gösteren sahabeye saygıdan ve tsk'ca öpülmemek için kılıç değil ama ahan da bu kelebeği böğrüne yerleştiririm a.q, olmadı bizim teşkilatı toplar falakaya yatırırız seni çıkışta)" diyebilecek mi? belki sadece bu sözlükteki ekip.. o da belki!
Malezya'da hemen hemen her hafta hutbe icerisinde biz türklerle ilgili isim ve olaylar gecer. Birkac ay once fatih sultan mehmed han'in babasinin isminin varid degil murad oldugunu, kendisinin osmanli sultani oldugunu ve neseben Turk oldugunu soylemistim imamin yanlis hutbe orneginden sonra! Emevi, abbasi felan diyorlardi da! Tamam guzel bir sey, fatih'in ayasofya'ya imam tayininde kazasi olmayani aramasu ve akabinde kendisinden baska kimsenin cikmamasi. Tamam da, bunu ben araplara mal etmek istemiyorum kardesim! Hamilik icin gerekli diye dusunuyorum bu hassasyietimin! Muhammed bin Varid ne la a.q! Mehemmed bin Murad el fatih dese tamam yani.. khan'ı veya raja'yı gectim. Ama siciyorlar.

Bugun ise islambol adini istanbul diye cevirerek yeni devleti(!) dinsizlestiren ataturk ornegine ne demeli? Tabi susamadim, homurdandim ama yukaridaki olay gibi kimse tepki vermedi. imam da devam etti! Namaz sonunda yanlis orneklerden imamlarin sorumlu oldugunu hatirlatinca, "tamam, anladim" dedi ama baska birsey demedi!

Yani her hafta osmanli, turkluk, turkiye'nin laikligi ve turban sorunu, istanbul, ataturk felan iyi de.. Selametciler bile sallarken daha insafli be ya!
son zamanlarda siyasi erk tarafından hazırlandığını düşündüğüm olay. gelenektir efendim yoksa pekte dinlenilecek tarafı yoktur. bir kaç kere bizim mahalle caminin imamının diğer cami imamını arayıp yaav kardeş ben kağıdı kaybettim bana bir çocukla yollasana dediğini de hatırlarım.
yaşar nuri öztürk hoca'ya göre farzdan sonra okunması gerekmiş.o öyle diyor.peygamber efendimiz zamanında öyleymiş ve istemeyen dinlemeden gidebiliyormuş.Ben mi? yok hacı uymam yaşar'a uyarım önümde hazır olan imama.
son sürat mide bulandırmaya devam ediyor. bağdat sokakları, şam'ın çıkmazları, nil'in çevresi güzellemeli arap milliyetçiliğinin dibine vuruldu bu hafta da. ismet paşa gibi evde kılacağım yakında. :/