iskender pala – Muhalif Sözlük
(u: ukde) (u: ben)

önce vikipediden bir girizgah yapalım:
---------------ayırıcı---------------

ilkokul’u Uşak Cumhuriyet ilköğretim Okulu’nda bitirdi. Lise’yi Kütahya Lisesi’nde bitirdikten sonra istanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okumaya hak kazandı. Aynı okulda yaptığı lisans tez çalışması Câmiu'n-Nezâir’dir. Doktora çalışmasını ise "Aşkî, Hayatı, Edebî şahsiyeti ve Divânı" başlığı altında yine istanbul üniversitesi’nde yaptı. Divan edebiyatı dalında 1983 yılında doktor, 1993 yılında istanbul üniversitesi’nde doçent, 1998 yılında da Kültür üniversitesi’nde profesör oldu.[1] Divan edebiyatı alanındaki çalışmalarıyla dikkat çeken yazarın çeşitli ansiklopedi ve dergilerde edebiyat araştırmacısı sıfatıyla yayımladığı bilimsel ve edebi makalelerinin yanında ortaokul ve liseler için yazdığı ders kitapları da bulunmaktadır. Ayrıca, Osmanlı deniz tarihiyle ilgili araştırmalarda bulunmuş ve bir kısmını kitaplaştırmıştır.[2]
Okuma hayatına Peyami Safa’nın eserleri ile başladığını belirten yazar, ilk okuduğu kitapların 9. Hariciye Koğuşu ve Yalnızız olduğunu söylüyor. ömer Seyfeddin, Refik Hâlid, Reşat Ekrem okunduktan sonra, Osmanlı tarihi ve edebiyatla tanışması Erzurum ve istanbul’daki üniversite yıllarına denk gelmiş.
Bir ara Hilmi Yavuz ile TRT’de şairane adlı programı sunan yazar, TRT 2'de Divançe adlı programı hazırladı. şu anda Zaman gazetesinde Kültür-Sanat sayfasında köşe yazıları yayınlanmaktadır.
Düzenli olarak Altunizade ve Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezlerinde Divan şiiri Saati adı ile etkinlikleri olup sık sık okur günleri de düzenlemektedir. Halen Uşak üniversitesi'nde öğretim görevlisidir.

---------------ayırıcı---------------

hakkında yapılabilecek en genel tanım türkiyeye divan edebiyatını sevdiren adam olduğudur..

kitaplarını okumaya başlayan bir daha da elinden düşüremez.o kadar ustalıklı bir dil kullanır ki hani kitabın üzerinden ismi yazmasa dahi "bu iskender palanın üslubuna benziyor" dersiniz.mevlana can yücel vs. gibi kişilerin de maruz kaldığı popüler kültürün istemeden de olsa malzemesi olmuştur.bir dönem orduda subay olarak görev yapmış ama irticai faaliyet gerekçesiyle ordudan atılmıştır.subaylık dönemini anlatan ve klasik üslubunun dışına çıkan iki darbe arasında kitabı bildik şeyler anlatmasına rağmen ve her ne kadar eleştirinin dozunu zannımca kaçırmasına rağmen tarihe düşülen bir not olarak önemli bir kaynaktır.

hakkında şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.kısa bir hikaye ile bitireyim:

"barbaros hayrettin paşa yı anma törenleri sırasında sanırım o dönem kuzey deniz daha komutanı olan ilhami erdil ile dönemin istanbul belediye başkanı recep tayyip erdoğan ayaküstü sohbet etmektedir.ilhami erdil barbaros türbesinin restorasyon çalışması ile alakalı recep tayyip erdoğana bilgi vermektedir:

-Bizde araştırmacı bir binbaşı var.Barbarosun vasiyetini bulup getirdi.Eski yazıyı bilen bir binbaşı iskender Pala.

Tayyip Erdoğan ise buna karşılık:

-Haa.Bizim iskenderden bahsediyorsunuz.

der.Bunun üzerine ilhami Erdil yanındaki kurmay başkanına dönerek şöyle der:

-Nereden onların iskenderi olduğu araştırılsın.

(u: ağlanacak halimize gülelim)(u: bu tayyip de amma belalı adammış)
divan şiirini tekrar canlandıran an itibari ile de şah ve Sultan adlı eserini okuduğum değerli yazar ..
zaman gazetesinde yazılarını görünce "klasik cemaatci" diye okumayı es geçip hep ön yargılı olduğum yazardı.ta ki "bir çekirdek iki dirhem"e kadar.sonrası seri bir şekilde geldi ve salı günleri köşesi huzur köşesi oldu benim için.
efsane romanı hayrettin paşa'nın seyir defterinden araktır. mk roman yazmak buysa, eline hatırat vs. geçiren buldum deyip hamamdan aşşa salsın.
tarihi romanlar türünde eser veren bir yazar. (b: şah ve sultan) kitabındaki yaklaşımı ilgi çekici, ayrıca yunus emre'yi anlattığı (b: od )ile fuzuli'yi anlattığı (b: babil'de ölüm istanbul'da aşk) da okunmaya değer bir eser
işi iyiden iyiye ticarete döken yazar. ancak divan edebiyatına ilgi duyanlar için bu konudaki eserleri okunabilecek niteliktedir.