türkiye günlüğü dergisi ve (b: cedit vakfı) başkanı. ügd eski başkanlarından. doktorasını mhp teziyle tamamlamış ama mhp'ye ve mhp'nin fikri-siyasi yorumlarına şerh düşüp ayrıldığı noktaları belirtmiştir.
turgut özal ve tansu çiller ile beraber çalışmış siyasi argümanı ve bilgi altyapısı fazlaca olan birisidir. muhsin başkan ölmeden evvel onun yanında "(b: dürüstlerle kaybetmeye varım)" diyenlerden.
yalnız tvlerde hayal kırıklığına uğratıyor. türklük ve milliyetçi düşmanı akapeli hüseyin çelik karşısında onu haksız yere övmesi, akp savunulmasını kerhen desteklemesi bizleri hayal kırıklığına uğratmıştı.
şahsen referandumda hayır desem de tabanımdan tamamen hayır çıkmadığını bilerek "evet" demesini bir nebze sineye çekebilirdim. ama ülkücüleri birbirine düşürüp sonra arkadan kıskıs gülen ve seviyeyi basite indirgeten yandaş ve kartel medyanın ilgisinin kendi "(b: saygısız ve hatta seviyesiz)" üslubuna olmasını göremediğini düşündüğümden, gözümde çok büyüttüğümü anlayıp dumura uğradım. ve bu yükü bir bbp'li olarak kaldıramadım.
delidir,doludur,samimane konuşur buna da inanırım.bilgilidir,kültürlüdür belki çok şeyi daha iyi biliyordur. ama hiçbirşey veya hiçbir konu onu belaltı konuşmaya itmemeli, hakaret ettirmemeli.hoş karşısındakiler de aynı üslupta ama onun kadar seviyesiz değil.
ama benim en çok hayıflandığım,üzüldüğüm nokta ise kişinin özel hayatındaki -"inancımızca"- olan kusurunu pervasızca malzeme olarak kullanıp terbiyesizlik yapmasıdır.haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır mı? (b: peki);
ey benim gibi eski mi yeni mi belli olmayan bbp'li mustafa hocam!
deniz bölükbaşı'na karşı üslubunda tam bir edepsizlik sergiledin! sen o anda en doğru şeyi söyleseydin bile o edepsizliğinden ve haksızlığından ötürü hiçbir kıymet-i harbiyesi olmayacaktı. ne yazık ki gözümden düşmekle kalmadın, artık inandığım senin doğrularının da bir anlamı kalmadı. tavır sahibi olmayanların sözüne itimat edilmez.orası sözün bittiği yerdir. edep ya hu!
turgut özal ve tansu çiller ile beraber çalışmış siyasi argümanı ve bilgi altyapısı fazlaca olan birisidir. muhsin başkan ölmeden evvel onun yanında "(b: dürüstlerle kaybetmeye varım)" diyenlerden.
yalnız tvlerde hayal kırıklığına uğratıyor. türklük ve milliyetçi düşmanı akapeli hüseyin çelik karşısında onu haksız yere övmesi, akp savunulmasını kerhen desteklemesi bizleri hayal kırıklığına uğratmıştı.
şahsen referandumda hayır desem de tabanımdan tamamen hayır çıkmadığını bilerek "evet" demesini bir nebze sineye çekebilirdim. ama ülkücüleri birbirine düşürüp sonra arkadan kıskıs gülen ve seviyeyi basite indirgeten yandaş ve kartel medyanın ilgisinin kendi "(b: saygısız ve hatta seviyesiz)" üslubuna olmasını göremediğini düşündüğümden, gözümde çok büyüttüğümü anlayıp dumura uğradım. ve bu yükü bir bbp'li olarak kaldıramadım.
delidir,doludur,samimane konuşur buna da inanırım.bilgilidir,kültürlüdür belki çok şeyi daha iyi biliyordur. ama hiçbirşey veya hiçbir konu onu belaltı konuşmaya itmemeli, hakaret ettirmemeli.hoş karşısındakiler de aynı üslupta ama onun kadar seviyesiz değil.
ama benim en çok hayıflandığım,üzüldüğüm nokta ise kişinin özel hayatındaki -"inancımızca"- olan kusurunu pervasızca malzeme olarak kullanıp terbiyesizlik yapmasıdır.haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır mı? (b: peki);
ey benim gibi eski mi yeni mi belli olmayan bbp'li mustafa hocam!
deniz bölükbaşı'na karşı üslubunda tam bir edepsizlik sergiledin! sen o anda en doğru şeyi söyleseydin bile o edepsizliğinden ve haksızlığından ötürü hiçbir kıymet-i harbiyesi olmayacaktı. ne yazık ki gözümden düşmekle kalmadın, artık inandığım senin doğrularının da bir anlamı kalmadı. tavır sahibi olmayanların sözüne itimat edilmez.orası sözün bittiği yerdir. edep ya hu!