Trabzonlu, Hacettepe Sanat Tarihi ve Arkeoloji mezunudur.12 Eylül sonrası uzunca bir süre ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmıştır. Daha sonra Avrupa Türk Federasyon Genel Başkan Yardımcılığı vazifesini ifa etmiştir. Türkiyeye döndükten sonra kilometre taşı olarak anılan 'Milliyetçi çizgi' gazetesinin neşrine katkısı büyüktür.Yakın zamanlarda istanbul il Başkanlığı seçimleri yüzünden MYK üyeliğinden istifa etmiştir. bende makam-mevkii derdine düşmemiş bir ülkücü olduğu kanaati hakimdir.
ortadoğu gazetesi'nin okunulduğunda zaman kaybı hayıflanmasına sebep olmayacak yegane yazarıydı.ayrılmasına sebep olan hadiseler üzerine kaleme aldığı yazısı Ortadoğu gazetesi tarafından yayınlanmadı. Bunun üzerine Suat Başaran Habererk adlı sitede yayınladığı cevap yazısında Size gazetedeki köşemde cevap vermeyi isterdim... Ama ne yazık ki, sizin de tahmin edeceğiniz sebepler dolayısıyla bu imkandan mahrumum... dedi.
Bu yazısının bir bölümündeki son dönemde artık herkesin mâlumu ülkücülerin itibarsızlaştırılmasına sebep olan yayınların muhtevasından haberdar olunduğuna dair karine teşkil eden çarpıcı ifadeler:
---------------alıntı---------------
Evet Adil Bey, kaybedeceğim, mutsuz olacağım ve utanacağım noktasında üç de kehanet buyurmuşsunuz...
Neyi kaybedeceğim? Daha kaybedecek neyim var?
şunu unutma Adil Bey! Benim, ima ettiğin kapıdan şahsım için beklediğim hiç bir şey yok...
Olmadı da... Sorabilirsin...
Neyi kaybedeceğim?
MYK üyeliğini mi?
Kaybettim gitti...
Onunla boyum büyümedi ki, onsuz küçülsün...
Utanmak...
Ne için?
Ne kimseye iftira attım, ne de küfrettim...
(b: Utanacak insanlar orada, etrafınızda...
Emaneti işret sofralarında tüketenler utansın...
Genel Başkan'a kırk kapıda küfreden taklacı güvercinler utansın...)
Eğer vefa adına utanmamı bekliyorsanız, kimin kime vefa borcu olduğunu Allah(c.c) bilir... Biz kullar kendi zaviyemizden bakarız. Bu sebeple tartışmanın anlamı yok."
---------------alıntı---------------
ortadoğu gazetesi'nin okunulduğunda zaman kaybı hayıflanmasına sebep olmayacak yegane yazarıydı.ayrılmasına sebep olan hadiseler üzerine kaleme aldığı yazısı Ortadoğu gazetesi tarafından yayınlanmadı. Bunun üzerine Suat Başaran Habererk adlı sitede yayınladığı cevap yazısında Size gazetedeki köşemde cevap vermeyi isterdim... Ama ne yazık ki, sizin de tahmin edeceğiniz sebepler dolayısıyla bu imkandan mahrumum... dedi.
Bu yazısının bir bölümündeki son dönemde artık herkesin mâlumu ülkücülerin itibarsızlaştırılmasına sebep olan yayınların muhtevasından haberdar olunduğuna dair karine teşkil eden çarpıcı ifadeler:
---------------alıntı---------------
Evet Adil Bey, kaybedeceğim, mutsuz olacağım ve utanacağım noktasında üç de kehanet buyurmuşsunuz...
Neyi kaybedeceğim? Daha kaybedecek neyim var?
şunu unutma Adil Bey! Benim, ima ettiğin kapıdan şahsım için beklediğim hiç bir şey yok...
Olmadı da... Sorabilirsin...
Neyi kaybedeceğim?
MYK üyeliğini mi?
Kaybettim gitti...
Onunla boyum büyümedi ki, onsuz küçülsün...
Utanmak...
Ne için?
Ne kimseye iftira attım, ne de küfrettim...
(b: Utanacak insanlar orada, etrafınızda...
Emaneti işret sofralarında tüketenler utansın...
Genel Başkan'a kırk kapıda küfreden taklacı güvercinler utansın...)
Eğer vefa adına utanmamı bekliyorsanız, kimin kime vefa borcu olduğunu Allah(c.c) bilir... Biz kullar kendi zaviyemizden bakarız. Bu sebeple tartışmanın anlamı yok."
---------------alıntı---------------