vadideki zambak – Muhalif Sözlük
VADiDEKi ZAMBAK / BALZAC

Gülümsemeleri sert bir bakışın korkunç ateşiyle bastırılan çocuğun acılarını bize hangi ozan söyleyecek...

Yüreğinde birkaç sevgi fidanı dikebileceğim yerler bulunup bulunmadığını anlamak için onu incelemek zorunda kalınca küstah, kuru, ince, oyunbaz, bencil bir yüksek hanım olduğunu gördüm...

Sonradan görmeler maymunlar gibidirler... maymun becerikliliği vardır onlarda, yukarı tırmanışları sırasında çevikliklerine hayran kalırız... ama zirveye geldiler mi yalnız ayıp yerleri görünür...

Ruh hastaları istekleri içgüdüleri olan yaratıklara benzerler... topraklarını büyütmek isterler sürekli...

Gözyaşları içinde sönmüş dehalar, değeri bilinmemiş gönüler, yadsınmış çocuklar, yaşama çöllerden girmiş olanlar, her yerde soğuk yüzlerle kapalı yüreklerle tıkanmış kulaklarla karşılaşmış olanlar... hiç dert yanmayın! Size bir yüreğin açıldığı, bir kulağın sizi dinlediği, bir bakışın size karşılık verdiği anda sevincin sonsuzluğunu yalnız siz bilebilirsiniz... kötü günleri bir tek gün siliverir...

Alevde tüketeceğim kendimi... sizi arınmış bir aşkla seveceğim...

Sen bana ilahi aşkı anlattın... gücüyle, süresiyle dolu olan, kuşkulardan-kıskançlıklardan uzak kalan aşkı...

Bir çoklarının düşüncesizce ortaya serilen iyi özellikleri yüzünden yok oldukları, kimilerinin de iyi kullanılan kötü yanlarıyla başarıya ulaştıkları ülkede...

Nezaket başkaları için kendini unutmuş görünmekten başka bir şey değildir...

Toplum anne olmaktan çok üvey annedir... gururunu okşayan çocukları sever...


Hiçbir ruhun uydusu olmayın...

Gerçek aşk ölümsüzdür, sonsuzdur, hep kendi kendine benzer, saftır, şiddetli delilleri yoktur, saçları ağarır gönlü her zaman gençtir...

Acılarını belirtmelerine engel olan bir utanç vardır soylu ruhlarda... bunları haz dolu bir acımayla, sevdiklerinden gururla gizlerler...

Ya erdemin büyük yolu ya da satılık kadının patikası...

Kendisini besleyen gıdadan mahrum kalınca yürek kendi kendini yer... ölüm olmayan ama ölümün başlangıcı olan bir bitkinlik duyar... doğa uzun süre aldatılmaz, en ufak bir sarsıntıda çılgınlığa benzeyen bir sarsıntıyla uyanır... hayır! Sevmedim ben... çölün ortasında susadım...

Doğru yolda yürüdükleri için dert yananların vay haline!

Aşk uçup gittikten sonra aşıkların artık birbirlerini görmemelerini gerektiren korkunç zorunluluğu anladım...

Bir alın üzerine bırakılan kaçamak bir öpüşte nice suçlar var belki de...

Her büyük sevgi borçlu olduğumuz sevgilerden çalınır...

Bu uzun gün sonrası uzun zamandır arzulanmış bir kadının dostu olmanın ne kadar güç olduğunu anladım...

Her şeye şekil verirler ama şekil aşkı onlarda sanat duygusu doğurmaz... hayret...

Başkalarının mutluluğu artık mutlu olamayacakların sevinci olur...

Hemen hepimiz sabahleyin dünyayı avucumuzda tutacak güçle, yüreği aşka susamış olarak yola çıkarız... sonra acı tecrübelerden geçtiğimiz zaman, her şey farkına varmadan küçülür... yığın yığın küller arasında azıcık altın buluruz... işte yaşam... olduğu gibi yaşam... büyük savlar, küçük gerçekler...
beni dünya klasiklerine ısındıran kitaptır kendileri.güçlü tasvirlerle süslenmiş olan kitap sizi bulunduğunuz dünyadan çeker alır.öyle ki natalie nin bir bakışı 10 küsür sayfa tasvir edilir.siz de platonik aşka tutulursunuz..

(bkz:söz unutulur göz unutulmaz)