Marxist felsefe, komünist manifesto vb., tüm paylaşımcı-devrimci yaklaşımların teorilerine dair eleştirel yaklaşmak mümkün ve hatta gerekli olmalı. bu başlığa yaşar hoca'nın düşüncelerini eklerken aklımdakini aktarmamış olabilirim. Kendisi Atatürkçü, vatansever, türk kimliğiyle gurur duyan bir insan olarak bu düşüncelerin kapısını açmış.
Yaşar hoca da metin altında da verdiği gibi ulusal-ulusçu bir anti-emperyalist mücadelenin gerekliliğine inanıyor. bunu başka yazılarından, kitaplarından, konuşmalarından çıkarmak mümkün. bugün kendisini komünist olarak adlandıran 100 kişiden 95i, belki daha fazlası yaşar nuri hoca'nın sahip olduğu hassasiyetlerin bir kısmına biganedir. tarihte zaten teori ve pratik bakımından, bedelini hayatıyla da ödeyerek türklüğe ve adalete aynı şekilde sahip çıkan, ezen-ezilen dertleriyle yoğrulan, sınıf egemenlikleriyle çarpışan, diktatörlerin karşısına dikilip hakkı haykıran adam sayısı sınırlı.
bununla birlikte savunduğu adil paylaşım düzeninin egemenlerince milliyetçiliğin adil paylaşımın önünde duvar olduğu fikrine de itiraz eden, esas ezen ve ezilen kavramının her şartta ve boyutta uluslar nezdinde gerçekleştiğini haykıran adam sayısı da sınırlı.
bugün ve dün de, acı şekilde görmekteyiz ki vatansız olma iddiasındaki komünistler de bir milliyetçiliğin parçası olmaktan alıkoyamıyorlar kendilerini. üstelik dün rus emperyalizminin bekçisiyken, bugün amerikan emperyalizminin gayri meşru çocuğu bir kürt milliyetçiliğini sahiplenebilmekteler.
bu kadar saçmalık içinde, yaşar nuri öztürk'ün "devrimcilik ve sosyalizm fikri vatansızların, Türklük düşmanlarının, milliyetçilik düşmanlarının tekelinde değildir" mealindeki görüşleri ruhumu okşuyor. ne var ki sosyalist temelli devrimler tarihinden milliyetçiliği söküp alsak, ne arapların yahudi emperyalizmi karşısındaki mücadelesi kalır ne de latinlerin amerikan emperyalizmi karşısındaki mücadelesi. o sebepledir beğenmem. Yoksa ne rusya ne çin, her şey sonsuza kadar Türklük için.
Yaşar hoca da metin altında da verdiği gibi ulusal-ulusçu bir anti-emperyalist mücadelenin gerekliliğine inanıyor. bunu başka yazılarından, kitaplarından, konuşmalarından çıkarmak mümkün. bugün kendisini komünist olarak adlandıran 100 kişiden 95i, belki daha fazlası yaşar nuri hoca'nın sahip olduğu hassasiyetlerin bir kısmına biganedir. tarihte zaten teori ve pratik bakımından, bedelini hayatıyla da ödeyerek türklüğe ve adalete aynı şekilde sahip çıkan, ezen-ezilen dertleriyle yoğrulan, sınıf egemenlikleriyle çarpışan, diktatörlerin karşısına dikilip hakkı haykıran adam sayısı sınırlı.
bununla birlikte savunduğu adil paylaşım düzeninin egemenlerince milliyetçiliğin adil paylaşımın önünde duvar olduğu fikrine de itiraz eden, esas ezen ve ezilen kavramının her şartta ve boyutta uluslar nezdinde gerçekleştiğini haykıran adam sayısı da sınırlı.
bugün ve dün de, acı şekilde görmekteyiz ki vatansız olma iddiasındaki komünistler de bir milliyetçiliğin parçası olmaktan alıkoyamıyorlar kendilerini. üstelik dün rus emperyalizminin bekçisiyken, bugün amerikan emperyalizminin gayri meşru çocuğu bir kürt milliyetçiliğini sahiplenebilmekteler.
bu kadar saçmalık içinde, yaşar nuri öztürk'ün "devrimcilik ve sosyalizm fikri vatansızların, Türklük düşmanlarının, milliyetçilik düşmanlarının tekelinde değildir" mealindeki görüşleri ruhumu okşuyor. ne var ki sosyalist temelli devrimler tarihinden milliyetçiliği söküp alsak, ne arapların yahudi emperyalizmi karşısındaki mücadelesi kalır ne de latinlerin amerikan emperyalizmi karşısındaki mücadelesi. o sebepledir beğenmem. Yoksa ne rusya ne çin, her şey sonsuza kadar Türklük için.