baran – Muhalif Sözlük
majid majidi şaheseri bir iran sineması klasiği.

---------------bu bir sinema kritiği midir?---------------

baran..yağmur kelimesinin farsça'daki karşılığı..bu ismi çocukluğumdan beri bilirdim ve severdim.

nurullah genç'in yağmur'unu ve majid majid'inin baran'ını sevmem herhalde ikisinin de sanatın farklı alanlarında aynı dili ve aynı ve duyguyu vermiş olmasında..

baran filmini doğal olarak çevremden veya basın organlarından duymadım ilk.allah'a çok şükür internet bu ihtiyacımı gideriyor fakat bu tarz filmleri sorduğumda ya hiç duyulmamış ya da hiç satılmamış-gelmemiş oluyor.bu sene herhalde ilk aylarda bir gazetenin kültür-sanat sayfasında görmüştüm filmin artık türk seyircisiyle dvd'ye aktarılma vesilesiyle buluştuğunu..ama çok geç geldi ülkemize..(b: montreal film festivali)nde en iyi film seçilen bu eser iran gibi yakın komşumuza ait olmasına karşın bizleri bulamadı gazetede bahsi geçse de.

bandung şehrinde tanışmıştım bu filmle.iran'ın yanı başında değil,,dünyanın bir ucunda.doğal olarak bahasa indonesia alt yazısı ve farsça aslından kimi zaman da azeri türkçesi lehçesinden diyaloglardan takip etmeye çalıştım.çünkü çekik gözlümün en sevdiği filmdi..fakat o zamanlar pek ilgimi çekmemişti.çünkü pek anladığım söylenemezdi ve izlemeye hazır değildim, izlemedim. istanbula dönünce ilk işim nur'umun bu en sevdiği filmi araştırmak oldu.lakin biz türklerin genel sinema anlayışına ters ve "ne alaka?" düşünce tarzına hitap olduğundan bulamadım doğal olarak..aksiyon,bilimkurgu ve dövüş veya emperyalizm mücadeleleri kokan film türlerinden olsa hemen elime tıkıştıracaklarından eminim.

gazetede okuduktan "aylar" sonra 2 hafta önce sadece beşiktaş'ta bulabildim filmi tevafuk üzere.ne kadıköy ne kartal..ne de yolum üstünde olan herhangi dvd-vcd satıcısında yoktu,"shop"lar dahil.

geçen gecelerden birinde dvd player buldum..filmi izlemek için özellikle geceyi ve serinliğini bekledim.yalnız ve sessiz bi şekilde herkes uyurken ben iran sinemasi'nın "(i: fabulous-sorrowful)" diyarına adım attım.film bittiğinde gözyaşlarının sınırı aşmayı zorlamasını "filmdir,şimdi geçer" zannettim.fakat leyla oldum,,leyla dolaştım..filmin içime bıraktığı ızdırabı hala atabilmiş değilim..in the mood for love filminden sonra beni bu kadar kendine çeken ve duygularımı etkileyen bu filmin kareleri hala aklımda,gözlerimin önünde. yağmurun altında donakalıp ayrılık acısını tatmayı bir kez daha yaşadım serin ve sessiz gecede.

*******************************

(i: (b: the lines of the blues)
((b: ..parting verses..)))

(i: while the moonlight flows over the desert sand
suddenly "death" comes out..a river gets dry
"far away..",from afar there is being heard a cry
a layla is dying in a majnoon's "hopeland"
while the moonlight flows over the desert sand..

...)

(i: these cold nights always do watch these deaths anymore
longing for ^(b: parting)s..^,even myself never bore..)

-2005 may 03rd

*******************************

mahzun hazara türkü baran'a (u: zahra bahrami) baktıkça "diğer yarımım"ı gördüm o karelerde.aynı masum yüz,aynı yüklü bakışlar,aynı dolu gözler..bir an ay yüzlüm'ü tropik yağmurlar altında izleyişim,gözlerinde kaybolmam ve bana elveda demek istemeyişinin parıltılarını gördüm yanaklarına süzülen.iran türkü latif (u: hossein abedini) gibi damlaların düşüp birktiği yere bakakaldım.bu kadar da kötü olacağımı zannetmemiştim.ayrılığın ve acının dili neden aynıdır diye sordum aşk'ta.neden farklı mekanlarda,faklı insanlarda aynı tesiri bırakıyor diye düşündüm.sonra da lisedeyken karşılıksız aşkla seven arkadaşlarımın benim gibi buz kesilip rüzgarın sesinde kederli mırıldanışlarını,sigara çekmelerini ve ağlamaları aklıma geldi.bu muydu sevmek?selvi boylum al yazmalım'daki "asya" misali sordum kendime.lakin insanı donduran,,gözlerini daldıran düşünceleri , o duygu yoğunluğunu cevaplayamadım.."(i: mecazi aşkın böyle acı vereceği ,elemin gerçek aşkta erimeye kadar süreceği..)" cevabı geldi içime.

hüznü sevebilen,kederle yaşamaya dayanabilen bir kalbim olduğunu gördüm..ilkokuldayken çalıkuşu'ndaki (b: munise)'ye,ortaokulda büyük umutlar'daki estella'ya ,lisedeyken de (b: elazığ aihl)'deki saliha'ya ve sular durulursa'daki (b: esra)'ya aşık olan, ve sokaklarda onları arayan "ben"i hatırladım sonra..

ruh dünyamda kalıcı izler bırakan bu eserler için,kısacık mazime birçok anı ve kimse sıkıştırabildiğim için şükrettim vedud olan rabbime..

biliyorum ,mucib olan Allah'ım dualarımı yine kabul edecek ve hasret birgün uzun süreliğine bitecek ve ben de 4.murad'ın sorusunun yanıtını verebileceğim.

aynen şöyle demişti koca sultan:
-bağdad'ı almak,bağdad'dan daha güzel mi ne?
-(u: cevabım)sadakte ya halife..maşuk için uğraşmak-aşk acısı çekmek maşuktan daha güzelmiş..

---------------bu bir sinema kritiği midir?--------------


(b:
baran..)
((b: "ayrılık acısı"na ))
(i:
bir kış yağmurunda kaybettim seni
akmaya hazır olan dolu gözlerle
bakarken gözbebeklerime..bıraktın beni
ben hala masum çocuksu çehrene hasret
kalbimde ağır bir hüzünle bekliyorum geri dönmeni
yağmurda ıslanan, toprağa tutunan sarı yapraklar
bir de üzerine ağladığım taşlar bilir beni
bu acıya dayanmıyor bu yürek ay yüzlüm
düşüncemde,gözlerimde tek sen varsın
nur yüzlüm,çekik gözlüm özlüyorum seni..)

23:53
28/08/2006
atalar - istanbul