türkiyelilik – Muhalif Sözlük
binlerce yıllık Türklük gerçeği dururken seçilen, son birkaç senenin gündelik siyasi kaygılarıyla peydah olunan, hiçbir felsefi, sosyolojik altyapısı bulunmayan Türkiyelilik doğrudan doğruya Türklüğü inkarın bir göstergesidir. Türküm diyemeyen Türkiyeliyim der bu ülkede. Bir de bunun üzerine Türkiyecilik gibi yine hiçbir temeli olmayan gündelik siyaset mahsulü bir kavram ortaya atılmış olup her ikisi de yurttaki soysuzlaşmanın göstergelerindendir.
islamcı abilerin ablaların ağızlarına pelesenk olmuş üç beş yıllık moda jargon. artistlik yapmaktan başka bir şey değildir. türksen türksün arkadaş, ya da kürtsün, arapsın, çerkessin, lazsın osun busun. bu biir.

ikincisi, ulus devlet kavramı bir açmaz mıdır sorusunu sorduran başlık. almanya'da yaşayan türkler için "alman vatandaşlığı" ya da fransa için "fransız vatandaşlığı" tarzı terimler kullanılıyor. fransalılık ya da almanyalılık diye bir şey var mı ya?

alman, fransız, türk, kürt bunlar etnik kökenler. bugünün dünyasında ülkeler ulus-devlet yapısını başlardaki gibi muhafaza etmiyor zaten, bu konuda en demokratik ülkelerden biri olduğumuzu düşünüyorum.(u: demokrasiden de nefret ediyorum) yani ülkenin kurucu unsuru türklerdir deyu bu ülkede diğer etnik kökenlere nefes aldırmamışız gibi bir hava estirmeye lüzum yok. kürt başbakan da olmuş cumhurbaşkanı da daha ne?

bu türkiyeli kavramına seneler seneler önce necip fazıl "türk müslümansa türktür" deyişiyle farklı bir açıdan giriş yapmıştı. kavram türk'tü ama türkiye'deki müslüman ve fakat farklı ırklara mensup insanların islam ile bütünleşmiş bir türklük tanımı altında bir arada anılabilmesi murad edilmiş olsa gerek. hiç değilse başta türk diye anacağımız kitleye müslüman olma zorunluluğu getirilerek ilerleyen süreçlerde islam ortak paydasında buluşmanın hedeflenmiş olduğu düşünülebilir.

günümüzde bu söylemi biraz güncelleyip, geliştirip, hatta bazen abartıp(u: gb) yeniden kullanan güzide şairimiz ismet özel'i de yad etmeli.

türkiyeli denilerek türkiye içerisinde yaşayan dini-milliyeti ne olursa olsun tüm insanların ortak paydasına atıfta bulunmak isteniyor olabilir. ancak her fırsatta ileri(!) avrupa medeniyetini kendine örnek teşkil eden muhterem odaklar, senegal kökenli bir fransız vatandaşına "fransalı" dendiğini işitmiş midir? o adam fransız vatandaşıysa ona fransız denir. çok lazımsa fransız ama senegal asıllı deriz.

türkiyeli diyerek diğer etnik kökenlere nefes alma alanı sağlanmış olmaz. türkiyeli kavramı sadece "türk" kavramını yan yatırmaya yarayabilir. burada yaşayan gürcülere, lazlara, ahbazlara, çerkeslere, arnavutlara, boşnaklara, türkmenlere, çeçenlere türk vatandaşı deniyor. türklük bu ülkenin kimliği çünkü. bu ülkenin vatandaşı olan her insan da bu kimliği taşımak zorunda. burada amaç diğer etnik unsurları yok etmek, onları asimile etmek midir, yoksa anayasadaki türklük tanımı aksine kucaklayıcı, içselleştirici, bütünleştirici bir yol mu sunmaktadır, bunu bir düşünmek gerek.

güzellikten anlamayana da son söz, bu ülke "evrak kabul" misali "etnisite kabul" merkezi değil, ırkına meşruiyet(u: imtiyaz) (u: özerklik) (u: federasyon) arayanlar bir zahmet (b: dreamland america)'ya doğru hafiften yol alsın.
bir yol ayrımının adı,türkiye'nin geldiği -getirildiği- noktanın zaruri tercihi.avrupa birliğine girmek ve onun kıstaslarına uymak isteyen türkiye demokratikleşmeye dolayısıyla herkesin ve herkesimin düşüncelerini ifade etmesine izin vermeye mecburdu.ayrıca küreselleşme (ekonomik ve sosyal olarak) gereği ulus devletlerin yıkılıp,ultra demokratik kimliksiz rejimlerin inşa edilmesi gerekiyordu.
ırki mensubiyetlerinin farkına varan azınlıkları "sen çerkezsin ama türk'sün" komikliğiyle daha fazla kandırmak mümkün olmadığından (kürtler yemedi malum) alternatif bir kimlik arandı,ümmet geleneğinden gelen bir iktidar için zaten zul olan türk sıfatı kötünün iyisi olarak bu bağlamda türkiyelilik adına devşirildi. peki yol ayrımı ney; türk devleti ya "başlarım ulan,alayınızı toplasak ırki manada türk nüfusun 4'te 1'i bile değil,alayınız azınlıksınız türkiye'de üst makamlara gelmeniz yasak hatta fazladan vergi vereceksiniz" gibi faşizan,ırkçı politikalar uygulamayıp demokratikleşmeye devam ettikçe türkiyelilik bu ülke için kaçınılmaz gerçeklekliktir.
vatandaşlık esasına dayalı türk tanımı mızrağının çuvala daha fazla sığmaması neticesinde ortaya çıkarılan kimlik.
avrupa birliği'ne girmek isteyen bir toplum için çok mantıklı bir slogan. türkiyelilik kozmopolitan insanın ilk aşamasıdır. tarihte daha önce de yaşanmıştır. (bkz:roma)
dün osmanlılık bugün türkiyelilik. hocaoğlu'nun ifadesiyle; i̇ttihâd-ı anâsır teorisi bir imparatorluk yedi. şimdi bir imparatorluğumuz yok; ama i̇ttihâd-ı anâsır teorimiz yine var.
Biz (b: "kafatasçılar")da bir söz vardır.
(i: "aslını inkar eden köpektir") diye. insanın mayası belli olmayınca "türkiyeli"yim de der, pankart açıp üzerine "vesikalıyım" da yazdırır.
Ancak işin ilginç yani komünizm de dahi bu denli derin "soysuzluk" yoktur. ülkemizdeki böyle bir yozlaşmayı, soysuzlaşmayı herhalde lenin gelse yapamazdı. Ancak bunun da ötesinde bir grup bu işi kendilerine görev edinmiş.
Adı (b: siyasal islamcı) olan bu güruh sanırsam pusulasını şaşırmış. Bir millete tabi olmayı (b: küfür) yada (b: günah) olarak sayan bu güruh soysuzluğu kendilerine yol edinmiştir. Bu arkadaşlara en kısa zamanda (i: millet) ve (i: devlet) arasındaki farkları öğrenmelerini ve bir devlet isminin bir millete (millet kavramını inkar ederek devletleşmiş ülkeler hariç (bkz:abd) ) verilemeyeceğini öğrenmelerini tavsiye ediyorum.
(bkz:papua yeni gineli)
(bkz:pensilvanyalı)
(bkz:belaruslu)
(bkz:ermenistanlı) *

Anlam ayrımında sıkıntı yaşayanlar için ayrıca bkz :
http://ked.tdk.org.tr/index.php