araba kiralama hizmeti çok kıyaktır. türkiye'deki gibi ''aldığın yere geri getir'' saçmalıkları yoktur. istediğin yerde bırakabilirsin arabayı. lakin bir miktar fazla para alıyorlar. havaalanına giderken kiraladım ve oranın otoparkına bırakıp uçağa bindim. adamlar gelip arabalarını götürmüşler.lakin ülkenin kuzeyi ile güneyi arasında dağlar kadar fark vardır. bu hem gelişmişlik hem de zihniyet açısından aynıdır.büyük baba, kayınpeder, kayınvalide, baldızlar ve kayınbiraderler ile tanışmak için benim hanımın köyüne gidecektim. gerçi daha o zaman eşim değildi. bu 25 aralık'ta evlendik. daha 14 günlük evliyim.neyse efendim konuya dönecek olursak, hanımın memleketi louisiana/west carroll'un bir köyü. benim hanım uçak biletini ayırtmış, bilete bir baktım ki arkansas yazıyor. bir yanlışlık olmalı dedim. arkansas nire louisiana nire? sonra aradım konuştum ki, bizim hanımın köyüne en yakın yer arkansas havaalanıymış. louisiana'nın havalanı ise bölgeye en uzak yerdeymiş. california'da neredeyse her bölgede bir havaalanı varken, arkansas, louisiana, missisipi ve diğer komşuların sadece tek havaalanı olması ne garip şey yahu.arkansas'da inince bir soğuk ve boşluk kaplıyor içini. o gösterişli binaların yerini, ankara'da ki site apartmanların estetiksizliği benzeri bir estetiksizlik hakim oluyor. yollar geniş ama bakımsız. west carroll'a giderken bu köhnelik, bakımsızlık, estetiksizlik devam ediyor ve west carroll'da varoşluğun dibine vuruyor. ha kadifekale ha west carroll. hiç fark yok. hele bizim hanımın köyü berbat bir köy yok. mısır tarlaları içinde tek tük evler. kimsenin komşusu yok. bir ev ile başka bir evin arasındaki mesafe 500 metreden başlıyor ve yükseliyor. bir eve hırsız girip yaşayanları kesse, diğer komşu çığlıkları duyamaz. şerif sağolsun aldı beni adrese götürdü. bir kısmı asfalt, bir kısmı toprak yollardan. daha da garibi, koca yobaz daniel, benim gibi seküler müslim bir adamı sevdi ve kızını verdi. kayınpederimin ve kayınbiraderlerimin beni göle götürüp, üstüme saldırmaları. bütün çığlıklarıma rağmen, yüzüme bir mendil basıp, beni gölde boğmaya çalışmaları. tam ''öldüm ben'' derken beni gölden çıkarıp ''karı gibi çığlık atma, seni vaftiz ettik'' deyip bırakmaları ise başka bir konu.