ısrarla maksadının dışında değerlendirilen insani faaliyet...
amentüde ittifakımız var diyen ahmet şahin hocadan daha iyi amentüde ittifak etmenin ne manaya geldiğini bilecek kimse yoktur...
ahmet şahin hocaefendi 2000 de kaleme aldığı yazının ilmen hayli kıt çevrelerce bolca istismara konu olması üzerine 2005 te amentüde ittifakın ne manaya geldiğini tekrar izah etti...
yazının kaleme alınmasından 10 sene zaruret üzerine izah edilmesinden sonra aradan geçen 5 yıla rağmen hala konu hayret verici biçimde temcit pilavı misali döndüre döndüre mesele yapılmaktadır...
ahmet şahin gibi bir insanın hıristiyanlarda teslis inancının olduğunu ve bunun islam teolojisi açısından asla kabul görmeyecek bir itikat olduğunu bilmeme ihtimali var mı...?
elbette yok...
niyeti okumayı bırakıp ahmet şahin hoca ya kulak vermek lazım...
bakalım hıristiyanların teslisiyle müslümanların tevhiti ittifak edilen itikatlar mı demiş...yoksa bambaşka bir şey diyormuşta niyet okunarak sözleri başka taraflara mı çekilmiş...
not: yazının tamamını alıntıladım ama uzun alıntılar sorun ouyormuş meğer sözlükte...kısa alıntı yapıp link vereceğim...
---------------alıntı---------------
....
Ancak ehli kitabın bazılarının bu doğruları tarif ve tavsif ederken yanlışa düştüklerini de görüyor, Allah'a babalık, peygambere de oğulluk ve krallık sıfatını isnat etmeleri gibi yanılgılarına da şahit oluyoruz. Onlardan bazılarının bu gibi yanlış tarif ve tavsiflerinin doğrusunu anlatma görevi de yine bize düşüyor. Uzaktan seyirci kalma yerine yaklaşıp kendi doğrularımızı anlatma imkanı aramamız icap ediyor. Bunun için de diyaloğa, konuşmaya ihtiyaç oluyor.
ahmet şahin/zaman/15.03.2005
---------------alıntı---------------
ahmet şahin hocaefendi nin amentüde ittifak meselesini izah ettiği yazının tamamı için...
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=152779
(link kopyalayıp yapıştırılmalı veya zaman arşivinden 15.03.2005 tarihine gidip ahmet şahin hoca nın ''Ehli kitapla ittifak ettiğimiz temel doğrular'' yazısı okunabilir...)
efendim, hocaefendi peygambere iman etmeden olmaz dedi diyoruz...daha hala peygamberlere iman etmenin imanın şartı olduğu dersi veriliyor...
ezberlerimizle konuşmayalım ne deniyor ona bakalım...hocaefendi La ilahe illallah diyenler Muhammedun Resûlullah da demeli diyor...
bu konu anlaşılmadıysa...hocaefendi nin başka bir yazısından anlamaya çalışalım...
ama okuyalım...anti diyalog sitelerinden ezberlediklerimizi temcit pilavı misali döndüre döndüre tekrar etmeyelim...
okuyalım...
---------------alıntı---------------
islâm dininde, inanç ve amel adına mükelleflere teklif edilen hususlar usûl ve fürû diye iki ayrı bölümde mütalâa edilir. Bunlardan hayatî ehemmiyet arz eden esaslar, usûl kategorisine giren hususlardır. Diğerleri bu usûl üzerine bina edilir. Buna göre Lâ ilâhe illallah; Muhammedün Resûlullah başta olmak üzere, sair iman esasları akidede usûldür. iman esasları, muhakkikîn yaklaşımı ile dört asla irca edilebilir ki, bunlar; Allaha, âhirete, peygamberlere iman; bir de ubudiyet veya adalettir. Namaz, oruç, hac, zekât veya diğer ibadetler, bu asıllar üzerine bina edilen ve asla göre fürûât sayılan amellerdir. Ancak fürûât demek, olmasa da olur gibi bir mefhumu akla getirmemelidir. Bunların fürûât olması, asıl ile olan münasebet ve mukayeseleri neticesi ve tamamen yukarıdaki taksim ve tasnif itibarıyladır. Yoksa ibadetsiz imanın tam olmayacağı izahtan varestedir
fethullah gülen
---------------alıntı---------------
amentüde ittifakımız var diyen ahmet şahin hocadan daha iyi amentüde ittifak etmenin ne manaya geldiğini bilecek kimse yoktur...
ahmet şahin hocaefendi 2000 de kaleme aldığı yazının ilmen hayli kıt çevrelerce bolca istismara konu olması üzerine 2005 te amentüde ittifakın ne manaya geldiğini tekrar izah etti...
yazının kaleme alınmasından 10 sene zaruret üzerine izah edilmesinden sonra aradan geçen 5 yıla rağmen hala konu hayret verici biçimde temcit pilavı misali döndüre döndüre mesele yapılmaktadır...
ahmet şahin gibi bir insanın hıristiyanlarda teslis inancının olduğunu ve bunun islam teolojisi açısından asla kabul görmeyecek bir itikat olduğunu bilmeme ihtimali var mı...?
elbette yok...
niyeti okumayı bırakıp ahmet şahin hoca ya kulak vermek lazım...
bakalım hıristiyanların teslisiyle müslümanların tevhiti ittifak edilen itikatlar mı demiş...yoksa bambaşka bir şey diyormuşta niyet okunarak sözleri başka taraflara mı çekilmiş...
not: yazının tamamını alıntıladım ama uzun alıntılar sorun ouyormuş meğer sözlükte...kısa alıntı yapıp link vereceğim...
---------------alıntı---------------
....
Ancak ehli kitabın bazılarının bu doğruları tarif ve tavsif ederken yanlışa düştüklerini de görüyor, Allah'a babalık, peygambere de oğulluk ve krallık sıfatını isnat etmeleri gibi yanılgılarına da şahit oluyoruz. Onlardan bazılarının bu gibi yanlış tarif ve tavsiflerinin doğrusunu anlatma görevi de yine bize düşüyor. Uzaktan seyirci kalma yerine yaklaşıp kendi doğrularımızı anlatma imkanı aramamız icap ediyor. Bunun için de diyaloğa, konuşmaya ihtiyaç oluyor.
ahmet şahin/zaman/15.03.2005
---------------alıntı---------------
ahmet şahin hocaefendi nin amentüde ittifak meselesini izah ettiği yazının tamamı için...
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=152779
(link kopyalayıp yapıştırılmalı veya zaman arşivinden 15.03.2005 tarihine gidip ahmet şahin hoca nın ''Ehli kitapla ittifak ettiğimiz temel doğrular'' yazısı okunabilir...)
efendim, hocaefendi peygambere iman etmeden olmaz dedi diyoruz...daha hala peygamberlere iman etmenin imanın şartı olduğu dersi veriliyor...
ezberlerimizle konuşmayalım ne deniyor ona bakalım...hocaefendi La ilahe illallah diyenler Muhammedun Resûlullah da demeli diyor...
bu konu anlaşılmadıysa...hocaefendi nin başka bir yazısından anlamaya çalışalım...
ama okuyalım...anti diyalog sitelerinden ezberlediklerimizi temcit pilavı misali döndüre döndüre tekrar etmeyelim...
okuyalım...
---------------alıntı---------------
islâm dininde, inanç ve amel adına mükelleflere teklif edilen hususlar usûl ve fürû diye iki ayrı bölümde mütalâa edilir. Bunlardan hayatî ehemmiyet arz eden esaslar, usûl kategorisine giren hususlardır. Diğerleri bu usûl üzerine bina edilir. Buna göre Lâ ilâhe illallah; Muhammedün Resûlullah başta olmak üzere, sair iman esasları akidede usûldür. iman esasları, muhakkikîn yaklaşımı ile dört asla irca edilebilir ki, bunlar; Allaha, âhirete, peygamberlere iman; bir de ubudiyet veya adalettir. Namaz, oruç, hac, zekât veya diğer ibadetler, bu asıllar üzerine bina edilen ve asla göre fürûât sayılan amellerdir. Ancak fürûât demek, olmasa da olur gibi bir mefhumu akla getirmemelidir. Bunların fürûât olması, asıl ile olan münasebet ve mukayeseleri neticesi ve tamamen yukarıdaki taksim ve tasnif itibarıyladır. Yoksa ibadetsiz imanın tam olmayacağı izahtan varestedir
fethullah gülen
---------------alıntı---------------