mensub olduğum ama bir türlü sevemediğim taraftarlardır.
''hem fenerbahçe taraftarı olup, hem de fenerbahçe taraftarını sevmemek nasıl birşeydir?'' diye sormayın, cevap veremem. apışıp kalırım. ama sevemiyorum işte, n'apıyım.
kulüp, internet sitesinde ''ael limassol'a teşekkür metni'' yayınlar. bizimkiler ''rumları nasıl miktik lan'' muhabbeti yapar. her maçta zırt-pırt çalan 10. yıl marşında, apaçi dansı yaparlar.
her yerde ''biz atatürk'ün takımına gönül verdik. en büyük türk, atatürk. o da fenerbahçelidir'' derler. aziz yıldırım, alex'in heykel törenine katılmamak için ''atatürk'ten başka kimsenin heykelini dikmem!'' diye takiye yapıncada, ''atatürk'ün homuna koyum! atatürk heykelini mikiyim'' şeklinde küfürlü protestolar yaparlar.
hele birde kadın taraftarları vardır ki, dünyada eşi benzeri gözükmez. maç boyunca trübünde geyik yapar. sanki kadınlar matinesi mübarek. yer, içer, oynar, şarkı söylerler.
birkez takıma tezahürat ya da ufacık bir destek vermezler. ama maçı kaybedince ''aykut istifa'' diye bağırmaya başlarlar.
ayrıca bu kadın taraftarlar, kendilerine ''en asil türk kadını'' yakıştırmasını yaparlar. demek ki, türk kadınları ''asil olan'' ve ''asil olmayan'' diye ikiye ayrılıyormuş. bizimkiler asil olanlarmış. öyleymiş yani.
ayrıca kendi başkanlarına, hem küfredip, hemde seven tek taraftar kitlesidir.
kendileri sayıp sövüyor ama başkalarına ezdirmiyor. erman toroğlu, ne zaman aziz yıldırım'ın adını ağzına alsa, mail/twitter/facebook yoluyla hemen ağzının payını veriyorlar.
''biz kendi başkanımıza istediğimizi söyleriz, siz söyleyemezsiniz'' şeklinde bir psikoloji var.
başkanlarıda, devlet bahçeli'nin ruh ikizi mübarek. aynı tarz takiye, aynı tarz samimiyetsizlik, aynı tarz gaflar, aynı tarz yönetim anlayışı, aynı tarz diktatörlük, aynı tarz milliyetçi söylemler.
ikiside 1997'de başkan oldu, halen başkanlar. ikisininde mankurtları var.
bıktım bu takımdan da, taraftardan da. ama alternatif yok. yine destekliyorum mk.
''hem fenerbahçe taraftarı olup, hem de fenerbahçe taraftarını sevmemek nasıl birşeydir?'' diye sormayın, cevap veremem. apışıp kalırım. ama sevemiyorum işte, n'apıyım.
kulüp, internet sitesinde ''ael limassol'a teşekkür metni'' yayınlar. bizimkiler ''rumları nasıl miktik lan'' muhabbeti yapar. her maçta zırt-pırt çalan 10. yıl marşında, apaçi dansı yaparlar.
her yerde ''biz atatürk'ün takımına gönül verdik. en büyük türk, atatürk. o da fenerbahçelidir'' derler. aziz yıldırım, alex'in heykel törenine katılmamak için ''atatürk'ten başka kimsenin heykelini dikmem!'' diye takiye yapıncada, ''atatürk'ün homuna koyum! atatürk heykelini mikiyim'' şeklinde küfürlü protestolar yaparlar.
hele birde kadın taraftarları vardır ki, dünyada eşi benzeri gözükmez. maç boyunca trübünde geyik yapar. sanki kadınlar matinesi mübarek. yer, içer, oynar, şarkı söylerler.
birkez takıma tezahürat ya da ufacık bir destek vermezler. ama maçı kaybedince ''aykut istifa'' diye bağırmaya başlarlar.
ayrıca bu kadın taraftarlar, kendilerine ''en asil türk kadını'' yakıştırmasını yaparlar. demek ki, türk kadınları ''asil olan'' ve ''asil olmayan'' diye ikiye ayrılıyormuş. bizimkiler asil olanlarmış. öyleymiş yani.
ayrıca kendi başkanlarına, hem küfredip, hemde seven tek taraftar kitlesidir.
kendileri sayıp sövüyor ama başkalarına ezdirmiyor. erman toroğlu, ne zaman aziz yıldırım'ın adını ağzına alsa, mail/twitter/facebook yoluyla hemen ağzının payını veriyorlar.
''biz kendi başkanımıza istediğimizi söyleriz, siz söyleyemezsiniz'' şeklinde bir psikoloji var.
başkanlarıda, devlet bahçeli'nin ruh ikizi mübarek. aynı tarz takiye, aynı tarz samimiyetsizlik, aynı tarz gaflar, aynı tarz yönetim anlayışı, aynı tarz diktatörlük, aynı tarz milliyetçi söylemler.
ikiside 1997'de başkan oldu, halen başkanlar. ikisininde mankurtları var.
bıktım bu takımdan da, taraftardan da. ama alternatif yok. yine destekliyorum mk.