kurt kanunu – Muhalif Sözlük
Kurt Kanunu / Kemal Tahir

Millî zenginin adı burjuvadır. Batı'da derebeyliğin içinde yetişir bu hayvan... Bundan önce de tarihte zengin vardır ama, hiçbiri burjuva değildir. Hele Doğudakiler hiç değildir. Bu sebeple bunlar sırtlarında devlet dayanağını aralıksız duymak isterler, bunlar tekel isterler, yani isterler ki, devlet her işi bunların yerine yapsın, bütün tehlikeleri ortadan kaldırsın, zararlarını da gerektiğinde yüklensin. Bunlara salt kürekle para toplamak kalsın... Topladıklarını yeniden yatırmayı da kendilerinden hiçkimse istemez. Kazansınlar, kazandıklarını saklasınlar, taşa toprağa gömsünler, hatta yabancı ülkeler bankalarına kaçırsınlar. Devleti bırak, kendi kendilerine destek olamaz bunlar...

Bildiğim, bu günkü ortamda demokrasi sökmeyecekti, bunu anladılar. şeyh Sait isyanı bahane oldu. Takrir-i Sükun Kanunu çıktı. istiklal Mahkemeleri kuruldu. isyan mıntıkasındaki mahkemeyi, hadi zorunlu sayalım. Ankara'daki neden gerekli olsun?..

Daha önemlisi, kurulurken idam yetkisi tanınmamış olan Ankara istiklal Mahkemesi'ne bu yetkinin verilmesiydi. Artık bu mahkeme sekiz ay yedi gün sürece avukatsız adam yargılayacak, yargıtaysız margıtaysız adam asabilecekti.

Suikast fikirleri, her zaman serserilerden kan dökmeye yatkın tez canlılardan gelir. Aslına bunlar, karamsar oldukları halde iyimser görünen delilerdir. Bir de sırtını iktidar dayadığı için hiçbir ceza görmeyeceğine güvenen kaltabanlar... Daha beteri de bizim iktidarların zora gelince suikastlardan kolaylık ummalarıdır. Büyük politakının adam kafası kesmek sayılmasının kalıntısı...

"Arkada ordu var" hesabı... "Ordu bizden" hesabı... "Aman vakit geçiyor devlet elden gidiyor, bu da korkaklıktan böyle oluyor" aldatmacası kafalarda tek fikir haline gelmişse suikastçı söz anlamaktan çıkmıştır.
s
Bizim amacımız imparatorluğu kurtarmaktı. her ne yaptıksa bu amaca varmak için yaptık. siyasi cinayetler, kitle halinde katliamlar hep bu amaç için göze alındı. iyi kötü bir özürdür. Böyle bir amaç olmasaydı hiç kimse bunları göze alamazdı. hatta imparatorluğu batıran dünya savaşına girmek deliliğinin özrü de burdadır. cumhuriyetin karşılaşacağı en büyük tehlike nedir bilir misin? imparatorluğu kurtarmak için bizim tasarladğımız çareleri yeni devlet için geçerli saymak...

Sevmezler yabancılar yerli iktisat kurumları kurmaya çabalayanları... Borç isteyenleri severler, hele rüşvet alanlara bayılırlar. Kendi yağıyla kavrulmaya çabalayan Doğulu suç işliyor sayılır Batılılarca...

Oysa dış güçler insanı hiç tutar mı kârı olmayınca. Kârı da oldu mu iki kârı çıkaramaz bu memleket... Aslında hiçbir memleket, dışarıya sürgit kazanç verse toplayamaz iki yakasını bir araya... Dıştan yardım umdun mu dış örgütleri kemizlemeye sıvanamıyorsun demektir. öyleyse bizi çelmalayan engeller daha derinlere kök salarak engellerini daha da yükselterek duracak...

Doğulu toplumlarda bütün kalkınma çabalarının gerçek celladı, batı sömürüsüdür.

Ekonomide liberalizmi kabullenmek içimize yerleşmiş gizli açık yabancı örgütlerle boğuşmaktan, onları söküp çıkarmaktan vazgeçmektir.

Gene bu çeşit iktisat politikasının olağan sonucu size, kesinlikle devlet gücünü kullanarak yerli zengin yetiştirmeye götürür, tıpkı bizim gibi...

Cumhuriyet, Batı'daki gibi sınıf şuuruna varmamış zenginlere dayanamazdı. ister istemez halkçı olmak zorundaydı.

Bu anda yüzüme vuran darağacı gölgesi suikast suçlusu olduğundan değildir Eminciğim... Büyük suçun gölgesidir bu... Tarihin örneğini yazmadığı ukurtlar boğuşmasına girip yenik düştük. Kurtlukta düşeni yenmek kanundur.

Bir kötülüğü uzun boylu aklımızda gezdirmemiz, işlememizle birdir.

Bu halifeliğin kaldırılması işi, görünürde bizden çok müslüman sömürgeleri olan büyük devletlerin işine gelse gerek...

Osmanlılığın bütün iyi yönlerenin reddedilmesine karşılık, dış borçlarının yüklenilmesine, doğrusu akıl erdirmek zordur. ileri de akıl erdirecekler pek bulunmasa gerekir.

Bütün toplumsal ve kişisel alçaklıklar insanları sorumsuzluğa alıştırmakla başlar, sorumsuzlyukta tutmakla sürdürülür.
(i: kurtlar vadisi'nde aslan bey'in sözü idi: (b: kurtlukta düşeni yemek kanundur.))

bir kemal tahir romanı olup ittihatçıların izmir suikasti bahanesiyle tasfiye edilişi ve istiklal mahkemelerinin kararlarının niteliği işleniyor romanda. marksist çözümlemesiyle kara kemal ağzından hikaye anlatılıp tarih subjektif verilse de doğrular da yok değildir(u: itiraf edelim)!

filmini izlemedim ama yakında trt'de başlayacak dizisini artık uydudan izlemeye çalışacağım...