muhsin yazıcıoğlu – Muhalif Sözlük
siyasi hayatının büyük bir bölümünü ülkücü hareketin destansı mücadelesinde oynadığı başarılı role yaslanarak, diğer kısmını da ideolojik yalpalamaların savurduğu cemaat dağları eteklerinde varolma mücadelesi vererek geçiren ülkü ocakları eski genel başkanı.
hakkında çok şey deriz anlatırız. oportünistliğe olan başkaldırısının ilerleyen yıllarda kendi adına daha büyük bir oportünistliğe imza atmasıyla ne denli acemice ve samimiyetsiz olduğunu, tek adamlığa itiraz ederken kendi popülasyonu içinde nasıl bir tirana dönüştüğünü görürüz ama anlatmayız. özellikle son yıllarda kendi milliyetçilerini yaratmaya çalışan erdoğanistler tarafından nasıl -belki farkında olmadan ama fikirsel altyapı buna müsaittir- kulanıldığını görmek dahi istemeyiz.
ayrıca kişilerin büyüklüğü kendilerinden sonraki zaman dilimine bıraktığı izler ile doğru orantılıdır. bu bağlamda muhsin başkanın inşa ettiği camianın şu anki vaziyeti kendisinin büyüklüğünün resmidir. (u: alayı koray aydın genel başkan olsa da mhp'ye kapak atsak telaşındaydı).
neyse, öyle veya böyle genel başkanlığımızı yaptı, direndi, savaştı, işkence gördü.. kendisine kırgınlığımız belki parti taassupluğundandır ama kırgınız; çünkü kırdı bizi.
inandığını yapar, Yaptığına inanmaz! Dik durur taviz vermez. inanmadığı hiçbir şeyi yapmaz yani yanlışlarını dahi inanarak yapmıştır! küresel güçlere kendini satmaz. siyasette fırıldak olmaz, bugün başka yarın başka söylemez. devlet bahçeli gibi kendisine alenen "şerefsiz" diyenlerin yanlarında el etek, dil pençe olup oturmaz! pkklılara asla güven oyu vermez. işte öyle bir adamdır ve koyunların oy vermemesi, hayalperestlerin eleştirmesi onu vasat bir siyasetçi yapmaz.
sağ iken var olan tipik malkoçoğlu imajı, ölümünden sonra muhibleri, parti ve onun şehir eşkiyası örgütünün mensupları nazarında "anadolu evliyaları serisi"nden fırlamış ak sakallı dede görüntüsüne dönüşmüş merhum kişi.

"devlet bahçeli'den ne farkı var?" diye sorduğum siyasetçidir ek olarak. hakikaten ne farkı var? istatistiğe vurulsa, nitelik bakımından karşılaştırılsa belki de devlet bahçeli yine bir gömlek büyük gelir kendisine. devlet bahçeli hayranlığım yok, fakat karşılaştırıldığı adam da öyle şahaneler yaratmış birisi değil. hayatı, icraatı belli.. muhsin yazıcıoğlu nam zatın ululuğuna delalet edecek hangi büyük fiil konulabilecek insanlığın önüne?

merhumun "yaşarken en büyük türkçü, en dik duran siyasetçi, en idealist lider" olduğunu iddia etmek melodramik yaklaşımdan öte bir şey değildir. mezkur zatın 1954-2009 arasında yaşadığını göz önünde bulundurursak buradan "atma recep din kardeşiyiz" vecizesine varmak da mümkündür. türkçülük ve idealistlik geniş bir mefhum olması itibariyle ismini kendi kategorisinde ele alırsak herhalde bir rauf denktaş'tan, isa yusuf akptekin'den, ebulfez elçibey'den, alparslan türkeş'ten, mustafa cemil kırımoğlu'ndan daha büyük bir adam olduğunu farz etmemiz gerekiyor. ancak böyle bir durum namümkün. yazıcıoğlu'nun karşılaştırılabileceği bir kişi aranıyorsa, ilk ele alınan isim en doğrusudur; devlet bahçeli'yle kıyas edilebilir, o kadar.

hatt-ı zatında yazıcıoğlu nam kimse bir türkçü olmadığı gibi, onun türk milliyetçisi olup olmadığı da tartışılır. kendisi en iyi ihtimalle vatanperver bir islamcıdır. ha bu tahkir niyetine söylenmiş bir söz de değildir.
2007'de %4-%5'i görmüş partiyi kontrol edemeyeceği korkusuyla bağımsız sokmuştur seçime. sivas akp'nin oyları yeniden saydırmasına engel olan tayyip sayesinde güç-bela kendisini zor atmıştı meclise. o günlerde bu karara destek verenler yalnızca topçu, destici, gündoğdu gibilerdi. cihatlar bile desteklemedi. ha bir de ben mal desteklemiştim. adamın ankara adayına bayılmıştık oyları ailecek. teşkilatçı, ocakçı abiler bile akp'ye basarken. 2009'daki melih gökçek desteği var bir de. onu da başka bir babayiğit yazsın. neydi öyle yav! gelin kızımızı alın demeler her televizyon kanalında. öğğh. böyle bir adamdı işte. hep stepne.
devlet bahçeli misali bir bok yemeden yıllarca baraj üstü bir partinin koltuğunda oturup apo'nun idamı gibi mühim bir mevzuda ecevit'in önünde el pençe divan duran, ülkücülüğü bitiren, bütün dinamizmi, şevki, heyecanı yok eden bir siyasetçi olmaması nedeniyle (i: şuurlu) türkçülerin kendisine ısınmadığı, şükür ki böyle olduğu muhsin başkanımız.

yaşarken en büyük türkçü de, en dik duran siyasetçi de, en idealist lider de oydu. türkçülük kavramının ona buna bok atmaya uğraşıp kendilerinin türk milliyetçiliği alanında bir yaprak dahi kıpırdatamadığı gerçeğinden habersiz (i: genç atsızlar)ca iğdiş edilmesi onun efsane bir lider, bir başbuğ, türk'ün istiklalle yoğrulacak istikbalini maziden aydınlatacak bir yıldız olmasına gölge düşürmüyor tabi.

hamas filistin'de bağımsız olursa yarın cudi dağı'na çıkar diyen şizofrenik hüviyetten muhsin yazıcıoğlu vasat siyasetçiydi söylemini duyabiliriz elbet. lakin asıl soru, onun vasat siyasetçi olduğu yerde hangi siyasi kurumun, oluşumun, ikonun, liderin vasat olmadığıdır. mesela akp'ye iltihak eden numan kurtulmuş bir siyasi deha mıdır? ya da varlığını akp'nin stepnesi olarak sürdürmekte kararlı olan mhp başarılı bir siyaset mi izlemektedir? fethullah gülen'e nihal atsız türk dünyası hizmet ödülü veren türk ocakları mı burcudur türk milliyetçiliğinin?

akperenci asla değil fakat dinsiz milliyetçi de olmayan bir liderin allah ile arasına girme mücadelesi bu. yani pissing contest.
ölümünün gözümün açılmasına vesile olduğu vasat, hatta vasat altı siyasetçi. yaşasa hala türk-isloştum. aoro.
sözlüğün hitli başlıklarına kısa bir göz gezdirildiğinde, atatürkün bile eleştirildiği görülürken, bu kişiye ait bir eleştiri olmaması, hatta ve hatta hakkında büyük övgüler yazılması; dışarıdan bakıldığında adı geçenin yakın tarihin büyük kahramanı, vatan kurtarıcısı, büyük düşünürü, ideologu vs. olabileceğini çağırıştırmaya müsait ad and soyad!
hiç bir zaman solmadı,eğilmedi,bükülmedi....genlerini değiştirmek isteyenlere hiç bir zaman izin vermeyen,silahını millete çevirmiş tanklara selam durmayan,haksızlık karşısında asla susmayan ve ağaca dayanmayın çürür,insana dayanmayın ölür,hakka dayanın o bakidir...sözünün tek sahibi ve takipçisiydi...koca yürekli yiğit adam o gönül adamıydı...