mustafa armağan – Muhalif Sözlük
Bu adamın dediği hiç bir şeye inanmam, düzmece bir tarih yazıyor. Hitap ettiği kitle ne istiyorsa o olmuş gibi lanse ettiriyor. Tarih bilimini kirletenlerden..
youtube'de dolaşırken "arif'in manchester'a attığı gol" kadar kel alakadan bir alakayla karşıma tekrar çıkan kahvehane mahsülü. hakikaten çimentosu kahvehanede dökülmüş olabilir bu elemanın.

seviye şu:

"hilafetin haldırılması 3 mart 1924. lozan'ın ingiliz kralı tarafından onaylanış tarihini biliyor musunuz? eylül 1924'te onaylanmış. yani türkiye cumhuriyetinin kuruluş belgesi olan lozan'ın onayı hilafetin kaldırılmasından sonraya kadar beklenmiş. bunun anlamı ne? şu: yürüyüşünüzü bir görelim; yani nereye gidiyorsunuz? hilafeti kaldıracak mısınız, medreseleri kapatacak mısınız?"

osmanlı sisteminin topyekün iflas ettiği, hele ki medreselerin çürüyüp kokusunun arş-ı âlâya kadar vardığı külahım tarafından bilinmiyor yani. medreseleri zamanın oxford'u, sorbonne'si zannediyor, zahir.
onu yücelteni, ciddi bulanı ve değer vereni mallıkla itham ettiğim köşe yazarı. bu onun kendi tezinde boğulmasından mütevellit serdedilmiştir. üstüne bir de vatan hainidir.

21. yüzyılı idrak ederken hâlâ "sevr barış projesidir, atatürk de nutuk'unda böyle der." güzellemesinde bulunması sayısız kötülük bildiren sıfatı şahsında mezcetmesinin hikmetli bir dışa vurumudur. birilerinin bu pek akıllı beyfendiye tarihte ve halde "savaş" antlaşması diye bir antlaşma türünün olmadığını utandırmadan söylemesi lazım gelir.

meraklısı için "urfalı bir anne-babanın çocuğu olarak Cizre’de doğdu"ğu ilave malumattır.
tarih bilgisi standart bir homoerbakanus'tan daha kötü olan, zır cahil, kara cahil bir adam.

kitaplarının içeriği başlıkları kadar sansasyonel değil. satılık imparatorluk mesela. insan, başlığı ve yanar dönerli kapağı görünce osmanlı'nın kime, kaça, nasıl satıldığını merak edip, "bir kere olsun şaşırt beni bebeğim" demekten alıkoyamıyor kendisini. lakin sonuç hep aynı.. sıfıra sıfır, elde var sıfır. ne bir orijinal bilgi, ne bir delil, ne bir belge.. ama hep aynı terane, hep aynı geveleme. tasnifsiz, metotsuz derlemeler. hepsini geçtik bir nebze olsun edebiyat istiyor insan, fakat o da yok. yok oğlu yok.

hasılı, mustafa armağan ne bir necip fazıl olabiliyor, ne de bir kadir mısıroğlu. pucca desen, hiç değil. hali duman.
alternatif tarih çalışmalarının zaman gazetesi destekli ocak başkanı.onun kitaplarına paralar sarf etmektense daha değerli tarihçilerin ellerini öpmeyi hatta ayaklarını öpmeye razıyım.tarihçi falan da değildir sadece ergenken komünist hocalara karşı belge niteliğinde gösterebilir akademik değeri yoktur gözümde.bilindik ama bilmediğimiz tarihi popüleriteyi kullanarak pazarlıyor sadece.Ağabeyleri gibi unutulup gidicektir.
Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı kitabı ile gençlerde özellikle de ben de bir yüksek bir Abdülhamid duyarlılığı oluşturmuş tarihçi yazar.