nato – Muhalif Sözlük
bir ittifak sistemidir. türkiye gibi -iki bloklu dünyada- doğu ile batı arasında sıkışmış, kendi güvenlik sistemini yaratamamış bir ülke için içerisinde bulunmak mantıklı kabul edilebilir. ancak atatürk'ün balkanlar'da ve ortadoğu'da oluşturmak istediği güvenlik çemberini de göz önünde tutmamız gerekir. öyle ya da böyle yaklaşık 60 yıldır içerisinde bulunduğumuz bu ittifak sistemi türkiye'ye ne getirip ne götürmüştür sorusuna, ülkemizi sistemin parçası olan diğer ülkelerle mukayese ederek cevap aranmalıdır.

bugün ülkemizde var olan nato karşıtlığının arka planındaki en büyük etkenin sosyalist propaganda olduğu aşikardir. tabii sosyalist propaganda deyince bunun birilerini itham etmek ve suçlamak için söylendiği, dolayısıyla bu yolla nato'nun aklanmaya çalışıldığı akla gelmesin. ancak, söylem ve argümanlar baz alındığında nato karşıtlığının sosyalist/komünist teoriye dayandığı da malumdur. zaten ülke liberallerinin nato karşıtı olması beklenemeyeceği gibi, milliyetçi kesimden de ortaklık zararı dışında milliyetçilik düşüncesine dayalı nato karşıtı bir kelam edilmemiştir.

nato siyasal özelliğinden çok bir askeri ittifak sistemi olduğu için nato'ya üyeliğin avrupa birliği gibi bir egemenlik devri olmadığı, ordumuzun nato kuvveti içerisinde yer almakla türk ordusu olmaktan çıkmadığı, türk ordusu'nun yurtdışı görevler için hangi durumlarda, kim/kimler tarafından nasıl görevlendirildiği, türkiye'nin hangi nato operasyonlarına ne derecede katkı sağladığı ve nato'nun nasıl işlediği gibi konular da bilinmelidir. yani, nato üyesi ülkeyiz diye ülkemiz birleşik devletler içerisinde bir devlet demek gerçek dışı ve bilgi eksikliğidir.

türkiye için problem milli bir dış politikanın oluşturulamamasından kaynaklanmaktadır. yasama ve yürütme organı ne istediğini bilen bir ülke nato içerisinde pekâlâ milli menfaatiyle mütenasip hareket edebilir.