new yorkta beş minare – Muhalif Sözlük
mesaj vereyim derken biraz ondan, biraz bundan koymuş ve film boka sarmış. heyecan verici, merak uyandırıcı hiçbir şey yok.. harcanan zamana yazık.
Mahsun niye her filminde mesaj vermek ister bilmem.Ama mesajsız bi film film olur mu?Olur tabii la filmlerin 'nu öyle zaten.Ama Kasmasa bu kadar Mahsun Ağabey.
mahsunun filmini ben de meraktan gittim. daha önceki filmlerde çattığı ülkücü ve askeri camiayı bu filmde kazanmak isterecesineydi. ilk defa ülkücüleri iyi gösteren aslında iyi değil de direk göstern bir film. askere de güzel görünmek için irticacılara çatmış. islamcılardan da tepki almamak için de onları ayırmış. daha önceki filmlerden çaktırmadan kürtçülük yapıp askere laf söylediği için bu filmde onu kurtarmış. ama film çok amerikansı olmuş. o duygulandıran sahneleri filmin amerikansı sahnelerinde verememiş. ve aslında amerikancı polise de yeterli cevapları verememiş.
güzel film olmuş. türkiye'deki gösterimlerde de dublaj yerine alt yazı kullanılsa daha orjinal olurmuş sanki. ülkücüleri 'güzel' göstermiş ayrıca mahsun kırmızıgül. yalnız spoilere girmez umarım, o toplanılan mekan neydi ya, öyle ocak mı var ülkede (u: gb)
(b: lo lo mahsun)'un ve "(b: onun güzel mi güzel arabası var)" diye şarkısı olan karga sesli mustafa sandal'ın oyunculuk yönünden çok yapmacık ve başarısız olduğu filmdir. benim gibi fragmanında yeşil üç hilalli sancağa kanıp gidenlere duyurulur.
Film abartıldığı kadar iyi bir film değildir.Mesaj verme kaygısıyla üretildiği apaçık ortadadır.Başarısızlığı da bu sebeptendir.Hele hele Mustafa Sandal'ın AB Raporu geçmesi bir sahnede beni yarmıştır.
Deccal kişisi Hacı karakterine, fetoyu yüklenmek istemişler.Aynı fetonun mevlanamsı karakteri.
Filmden çıkınca korku sarıyor insanı acaba bunu izleyen cemaatteki genç şakirtler de bu hacı gibi kendilerine hristiyan ve gavur karılar mı alacaklar?
Merakla bekliyoruz.
bir türkücüden nasıl böyle bi yönetmen olur diye şaşırtan film. Bizde de var bu potansiyel canım.*
---------------alıntı---------------
Kırmızı bültenle aranan ve ismi fenomene dönüşen radikal dinci bir örgütün lideri Deccal kod adlı suçlunun Amerika’da yakalandığı bilgisi gelir. Teşkilatın en başarılı iki polisi Amerika’ya suçluyu teslim almaya giderler. Bundan sonrası kolay gibi görünür ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir. istanbul, New York, Bitlis üçgeninde geçen hikaye, yakın dönemin Türkiye’sini sorgularken, 11 Eylül sonrası Amerika ve dünyanın islam ile olan paranoyasının altını çizecektir.

---------------alıntı---------------

12 milyon dolarlık bütçesiyle ve şuan itibariyle en çok salonda gösterime girecek türk filmi özelliği göstermektedir.fragmanında ülkücülerin yemin ederken görüntüleri falan var mahsun'u günahım kadar sevmesemde sırf meraktan bu filmi izlerim diye düşünüyorum.