Türkiye Cumhuriyetine ve Türklüğe zift gibi bir kinle bir araya gelebilen soytarılar.ittifakın ilk akla gelenleri şahin Alpay, Etyen Mahçupyan, Ali Bayramoğlu, Koray Düzgören, Abdurrahman Dilipak, Hamza Türkmen, Murat Belge, Cengiz çandar,Oral çalışlar, Altan Tan, Ertuğrul Kürkçü gibi kılıç artıklarıdır.
Hamza Türkmen'in sol-Müslüman ittifaka dair açıklaması:
Tüm farklılıklara rağmen sol kesim de Müslüman kesim de insanı ve toplumu dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Bu iki kesim arasında olabilecek yakınlaşmaların ortak dili, öncelikle topluma yönelen dayatmalar ve zulüm karşısında oluşturulabilir ve bir dayanışmaya dönüşebilir. Daha açıkça ifade edecek olursak, her iki kesim arasındaki dayanışmanın ortak paydası, öncelikle emperyalizme ve emperyalist yapılanmanın uzantısı olan resmi ideolojiye karşı duruşta kendini gösterebilir. Türkiyede mevcut resmi ideolojinin sol ve sağ yorumlarından kopamamış bir solculuğun da bir islamcılığın da, hem düzene ve emperyalizme karşı günü birlik çıkarlar dışında karşı çıkması hem vesayet altından kurtulabilmiş özgün ve erdemli muhalif bir ittifak çizgisini gerçekleştirebilmesi mümkün değildir. [ ] Ayrıca resmi ideolojinin kimlik dayatmalarına ve emperyalist yapısına karşı çıkmak erdemliliğin ve dayanışmanın ortak zemini olacak ise, mevcut sistemin bir kurtuluş savaşı ile kurulduğu efsanesini ve icat edilen Türk ulus kurgusunun kimin senaryosu olduğunu da yönlendirilmiş söylemlerden arınarak konuşabilmeliyiz.
Sürdürülebilir bir ittifakın taşımaması gereken zaaflar, her iki taraf için de mevcuttur ve bu gizlenebilecek bir konu da değildir. [ ] Tabii ki tarafların dayandığı doktrin veya bilgi teorisi farklıdır. Birisi vahyin yönlendiriciliğine diğeri maddenin diyalektik gücüne dayanmaktadır. Ve tabii ki ortak düşmana karşı paylaşılacak ittifak çizgisi, bu ittifakın unsurları arasındaki ideolojik farklılığı ve yaşamı anlamlandırma konusundaki tartışmaları yok saymamız anlamına da gelmeyecektir. Ancak bu tartışmaların mutlaka ve öncelikle çatışma getirmesi gerekmiyor. Bu tartışmalara ortak düşman karşısında çözüm arayışı olarak da bakabiliriz.
Rıfat Bali yazdıkları da ibretliktir :Bu buhranlı ve karmaşık ortamda öncelik post modern darbeye direnmek olduğundan islami kesimin içselleştirdiği kadınlara, eşcinsellere, gayri Müslimlere ve ateistlere yönelik ayrımcı, ırkçı ve antisemit yaklaşım göz ardı edilecekti.
Hamza Türkmen'in sol-Müslüman ittifaka dair açıklaması:
Tüm farklılıklara rağmen sol kesim de Müslüman kesim de insanı ve toplumu dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Bu iki kesim arasında olabilecek yakınlaşmaların ortak dili, öncelikle topluma yönelen dayatmalar ve zulüm karşısında oluşturulabilir ve bir dayanışmaya dönüşebilir. Daha açıkça ifade edecek olursak, her iki kesim arasındaki dayanışmanın ortak paydası, öncelikle emperyalizme ve emperyalist yapılanmanın uzantısı olan resmi ideolojiye karşı duruşta kendini gösterebilir. Türkiyede mevcut resmi ideolojinin sol ve sağ yorumlarından kopamamış bir solculuğun da bir islamcılığın da, hem düzene ve emperyalizme karşı günü birlik çıkarlar dışında karşı çıkması hem vesayet altından kurtulabilmiş özgün ve erdemli muhalif bir ittifak çizgisini gerçekleştirebilmesi mümkün değildir. [ ] Ayrıca resmi ideolojinin kimlik dayatmalarına ve emperyalist yapısına karşı çıkmak erdemliliğin ve dayanışmanın ortak zemini olacak ise, mevcut sistemin bir kurtuluş savaşı ile kurulduğu efsanesini ve icat edilen Türk ulus kurgusunun kimin senaryosu olduğunu da yönlendirilmiş söylemlerden arınarak konuşabilmeliyiz.
Sürdürülebilir bir ittifakın taşımaması gereken zaaflar, her iki taraf için de mevcuttur ve bu gizlenebilecek bir konu da değildir. [ ] Tabii ki tarafların dayandığı doktrin veya bilgi teorisi farklıdır. Birisi vahyin yönlendiriciliğine diğeri maddenin diyalektik gücüne dayanmaktadır. Ve tabii ki ortak düşmana karşı paylaşılacak ittifak çizgisi, bu ittifakın unsurları arasındaki ideolojik farklılığı ve yaşamı anlamlandırma konusundaki tartışmaları yok saymamız anlamına da gelmeyecektir. Ancak bu tartışmaların mutlaka ve öncelikle çatışma getirmesi gerekmiyor. Bu tartışmalara ortak düşman karşısında çözüm arayışı olarak da bakabiliriz.
Rıfat Bali yazdıkları da ibretliktir :Bu buhranlı ve karmaşık ortamda öncelik post modern darbeye direnmek olduğundan islami kesimin içselleştirdiği kadınlara, eşcinsellere, gayri Müslimlere ve ateistlere yönelik ayrımcı, ırkçı ve antisemit yaklaşım göz ardı edilecekti.