kimbilir kaç yürek çarpar seninle, kim bilir kaç can, hep inanmışımdır şu dizeye sızlasa da gönüller gidenlerin yasından koşar adım gitmeli onların arkasından. koşar adım gelemiyoruz, bazen yoruluyoruz, bazen tıkanıyoruz, çoğu zaman unutuyoruz ama bir şekilde toparlanıp geliyoruz, çoğu zaman birbirimizi yermekten başka bir şey yapmıyoruz, yerli yersiz herşeyi eleştiriyoruz ama bir şekilde yine de geliyoruz. tek derdimiz tabuta sarılan bayrağın bizden incinmemesiydi!