aşk – Muhalif Sözlük
arapça saran, sarmaşık anlamına gelir.
haddini aşan zıddına inkılap eder prensibi gereği, ecdadımızca; sevginin aşırılığı durumunun aklı sararak/örterek çalışmasını engellediğini ifade etmek için kullanılmıştır.
Aşk-ı hakiki ve aşk-ı mecazi olmak üzere ikiye ayrılır.
(u: Ya Rabbi bizi hakiki aşk'a muhattab eyle.AMiN )
aşk ulaşamamaktır. gördüğünde, duyduğunda, hissettiğinde nefesinin kesilmesi, elini uzattığında dokunulamamasıdır.
Aşk; şahid olduğu olaylar karşısında vatan derdinden sıkılıp küfredip sakinleşme niyetine duman için paketi çıkardığında hatunun bir bakışını talimat telakki edip EMREDERSiNiZ (çiNLi) PRENSESiM deyip tütüne ateş verememek, cigara bağlayamamaktır. Aşk; bu yüzden sigara hasretinden nöbet tutmak, Hohanyeh ve Kiok'un torunu olarak teslimiyetle "çekik gözlü sarıbenizli sevgili"nin uyuyakalmasını beklemektir . Ve aşk; geç yattıktan sonra bir yavru Kurt ulumasıyla uyanıp kımız(mama) hazırlamak, sonra boklu bezini değiştirmektir, değiştirirken NıHAHAHA kaba gülüşüyle BAG BAG BAG OğLUMUN çüKüNE diyip Türklüğün bu emaresiyle gurur duymaktır.Ama sonra uyku diye ölen bünyenin başka ninni kabul etmeyip ağlayan yavrusuna çanakkale Türküsü'nü söylerken ayakta uyuya kalmaktır. Sonra aylar geçtikçe büyüyen bebeğe "sen genelkurmay olma, sadece tsk'ya gir yeter.yabancısın, melezsin sen oğlum.tamam mı" diye sorulunca yavrunun dudaklarını bükerek ters hilal yapıp içli içli ağlamasıdır (Dün oldu bu olay).Yavrusunun daha bebeklikten böyle Türklük bilinciyle yetiştiğini görüp bıkmadan sabahlara kadar çanakkale türküsü söylemek, prenses yüzünü ekşitmesin diye sigaranın gözünde tütmesidir; aşk. Sonra da işyerinde uykulu gözlerle çalışmaktır.Velhasıl aşk; sevdiklerin için fedakarlık etmek, sevdiklerinden de feragat etmektir. Ama biri müstesna: VATAN! O; aşkların en büyüğüdür.