reenkarnasyon – Muhalif Sözlük
tenasüh inancının temel taşıdır. ruhun bedenler arasındaki göçüdür.
ölüp, başka bedende ama aynı ruh ile tekrar doğmaktır.

hindu inancının bir parçası olmakla beraber, kökeni daha eskiye dayanan ve şu an ''ölü dinler'' diye adlandırılan mısır, yunan, nors mitolojik dinlerinde de vardır.

ehli kitab'ın tamamında ahiret inancı bulunması sebebiyle müslüman, hristiyan ve yahudiler reenkarnasyonu red ederler.
lakin istisnalar vardır.
islam'ın tek ezoterik ekolü sufiler, reenkarnasyona sıcak bakmıştır.
yahudilikte kabbalacılar yine reenkarnasyona sıcak bakmıştır.
hristiyanlıkta(avrupa'da) 19.yüzyılda gelişen felsefik akım içinde bu olayı dillendirenler olmuştur. daha sonra abd'nin scientoloji adlı tarikat dillendirmiştir. hatta bu tarikatın müridleri reenkarnasyona inanır.

ekleme: nusayrilerin inanç sistemi içinde reenkarnasyon vardır. güney illerimizdeki bazı araplar çıkıp ''benim oğlum, turgut özal'' demesinin sebebi budur. rte ölsün, hatay'dan bir arap çıkıp ''benim oğlum rte'' demezse davul olayım.
---------------said nursi---------------
Ben bu anda, seksen Said’in özü olarak ortaya çıkmışım. Onlar zincirleme şahsî kıyametler ve zincirleme tenasüh, yani ruh göçü ile çalkalanıp beni şu zamana fırlatmışlardır.

şu Said yetmiş dokuz ölü ve bir konuşan canlının özetidir. Eğer zamanın suyu donup dursa ve farklı bedenlerde ortaya çıkan Said’ler birbirlerini görseler, ciddi farklılıklardan dolayı birbirlerini tanımayacak­lardır. Ben o bedenlerin üstünde yuvarlandım; iyilikler ve lezzetler dağıldı gitti. Sıkıntı ve üzüntüler birikti kaldı. O konak yerlerinin her birinde ben bendim. ölümümden sonra gelecek konaklarda da yine ben ben olacağım. Bu konak yerinde yani vücuttaki hücreler nasıl yılda iki kere vücuttan ayrılıyorsa ben de o şekilde elbise değiştiririm; yırtılmış Said’i atar, yeni Said’i giyerim.
---------------işârât, cilt 2, s. 2340---------------

şeklindeki ifadeler ve lemeât'ta geçen bazı şiirlerden ötürü said nursi hakkında reenkarnasyona kayan fikirleri olduğu iddiasıyla süleymaniye vakfı tarafından kapsamlıca hazırlanmış bir de çalışma mevcuttur. konu ile ilgili abdülaziz bayındır'ın konuşması şurada:
http://tinyurl.com/kbkvkq8