behlül hiç gülmez imiş. harun reşit, her kim kardeşimin güldüğünü görür, müjdeyi getirirse, bir kese altın vereceğini vaat etmiş. behlül, bir gün bağdat sokaklarında gezerken bir kasap dükkanı önünde durmuş ve bir süre izledikten sonra gülmeye başlamış. bunu gören esnaf hemen harun reşite koşup haber vermişler. harun, behlülü huzuruna çağırmış. niçin güldüğünü sormuş. o da kasap dükkanında gördüm ki ak koyun ak bacağından, kara koyun kara bacağından asılmış. ben de senin işlediğin günahlar için benden de hesap sorarlar diye, üzülür dururdum. meğer boşuna imiş. der.
Abbasi halifelerinden harun reşidin kardeşidir. Hak âşığı ve veli bir zâttır. Meczûb, Allah aşkıyla kendinden geçmiştir. zamanın deli görünümlü akıllısıdır. herkese öğüt verir özellikle harun reşide her fırsatta nasihat verir.
mezarlık yanından geçerken halife harun reşid rastlar behlül-i dânâ ya..der ki bana bir öğüt ver..
behlül hiddetle:
'sarayları orda duranların mezarları buradadır..daha ne öğütü istersin'demiştir