Tanınmış, adı dillerde dolaşan iki türlü insan vardır. Birincisine devlet sahip çıkar, imkânlarını kullanarak onu kalabalıklara mal eder. ikinci tipi ise millet sahiplenir, onu devlete kabul ettirir. Akif bu ikinci tiptendir.
"Akif, şair, vatanperver ve karakter adamı olmak bakımından mühimdir. şairliğine kimse itiraz edemez. Onun oldukça bol manzum eserleri arasında öyle parçalar vardır ki Türk edebiyatı tarihinde ölmez mısralar arasına girmiştir.
Vatanperverliği, tam ve tezatsız bir vatanperverliktir. Akif, sözle vatanperver olduğu halde fiille bunu tekzip edenlerden değildi. Vatanperverane şiirler yazdığı halde en sefil bir namert ve en rezil asker kaçağı hayatı yaşayanlar henüz aramızda bulunduğu için Akifin vatanperverliği yüksek bir değer kazanır.
Karakter adamı olmak bakımından ise Akif eşsizdir. O, daima bulunduğu kabın şeklini alan bir mayi veya cıvık bir halita değil; şeklini sıcakta, soğukta, borada, kasırgada muhafaza eden katı bir cisimdir.
islamcı olmasını kusur diye öne sürüyorlar. islamcılık dünün en kuvvetli seciyesi ve en yüksek ülküsü idi. Bugünkü Türkçülük ne ise dünkü islamcılık da o idi. Esasen islamcılık Osmanlı Türklerinin milli mefküresiydi. On dördüncü asırdan beri Türklerden başka hiçbir Müslüman millet, ne Araplar, ne Acemler, ne de Hintliler islamcılık mefküresi gütmüş değillerdir. Bir Osmanlı şairi olan Akifte milli mefküre kemaline ermiş, fakat yeni bir milli mefkürenin doğuş zamanına rastladığı için geri ve aykırı görünmüştür.
Mazide yaşayanların fikir ve mefküreleri bize aykırı gelse bile onları zaman ve mekan şartları içinde mütalea ettiğimiz zaman haklarını teslim etmemek küçüklüğüne düşmemeliyiz. çanakkale şehitleri için yazdığı şiir kafidir. Başka söz istemez...
Akif insandı, dönmedi ve öyle öldü." der atsız ata kendisi için,başka söze gerek yok.