sultan galiyev – Muhalif Sözlük
dünya medeniyetini sıralı iki bölümde incelersek. bunları yerleşik medeniyetler ve göçebe medeniyetler şeklinde ayırırsak. ( ki kuran da böyle ayırmıştır. Habil kabil vakıasındaki gibi. ) göçebe toplumun adalet duygusunun gelişim zekasının ve doğayla yakaladığı mükemmel dengenin ne demek olduğunu anladıktan sonra.dünyanın gerçek ezilenleri göçebelerdir. öldürmemek için ölürler diyen bir zihniyetin bir devre vurulmuş damgası sultan galiyev dir. çin zulmü altında inim inim inleyen türklerin dertlerine çözüm üreten mete, avrupa soyularının zulmune uğrayan işcilerin umudu atilla, kıpti ve arap halkının acısını dindiren yavuz dan zihniyet olarak ve mücadele muhakemesi olarak bir farkı yoktur. başarılı olamamıştır, şartlar başarılı olmasına izin vermemiştir.
komünizm ve milliyetçilik birbirinden apayrı ideolojilerdir. sultan galiyev'in, komünizmi kendi halkının tarihi şartları içerisinde ele alıp yerlileştirmeye çalışması ve bu bağlamda marksizme yeni eleştiriler getirmesi onu milliyetçi değil özgün yapar. türkiye'de sultan galiyev ismi ideolojik kaygıların yoğurduğu bir isimdir. bu kaygıların hangisine tutulduysanız onu ya türkçülükle komünizmin bileşkesi, ya karşı devrimin bir tezahürü olarak türk-islam sentezinin ilk öncüsü veya sapına kadar turancı bir hayalet şeklinde görürsünüz. bu da disiplinler arası okuma yapmamanın bir neticesidir.
her okuduğıunu ezberleyip mukayese etmeyen bir takım kişilerin sırf kendilerini tatmin etme hevesi ile milliyetçi değildir yaftasını vurdukları, ezlen dünyanın son lideri. tabi galiyev'in milliyetçiliği türkçü değil, kozmopolittir. Onun kozmopolitizmine ergen türkçüler kurban olsun ablam.
Kendisinin tüm makalelerini, raporlarını içeren kitabı okudum, kendisi hakkında yerli&yabancı yazarların 6-7 kitabını da okudum. Yani şahsen "bunlara" vakıfım. O dönem Bolşevik devrim içinde yer almayıp kendi bağımsız hareketlerini yürüten Türkçüler de var. Mensevıklere katılarak Türkleri ozgurlestırecegını düşünenler de var. Beyaz ordu'dan ayrılıp Galıyev'ın muskom'una katılanlar da var. Bir ikincisi, galiyev avrupa işçi sınıfının başarısız olduğunu görüp devrimi dogu'ya çevirmeye falan çalışmadı. Bunu görmek için bunun denenmiş olması gerekiyor zaten. Galiyev bunu iddia etti, öngördü. Stalın'le anlasamadıkları noktalardan biri bu.Üçüncü ve sonuncusu: fakir bir tatar olarak doğdu, Çarlık rejiminin Avrasya turklerını nasıl ezdıgıne ömrü boyunca şahit oldu. Bolşevik hareket ilk peyda olduğunda içinde değildi, çevreleriyle ilişkisi vardı. Sonra türklerin kurtuluşu için Bolşevik devrimi bir fırsat olarak değerlendirdi ve tüm müslümanları devrim saflarına katmak için büyük çaba harcadı, muvaffak da oldu. Süreç içerisinde Stalin ve lenin ile yaptığı her görüşme, her muskom toplantı tutanağı ve narkomnats tutanakları galıyev'ın müslüman kızıl ordunun Bolşevik devrime kattıkları oranında türk yurtlarının ozerklıgı, özgün yapılanmaları, sadece Türklerden oluşacak askeri ve siyasi kurumların sekıllendırılmesı, turkıstan'dakı Bolşevik mevkılerındekı rus egemenliğinin son bulup yerine türklerin gelmesi gibi kazanımlar elde etmeye çalıştı. Bir kısmında başarılı oldu, ancak verilenlerin gittikçe sus payından öteye geçmediğini anladıgında karşı devrimci olarak yaftalandı. O zamandan itibaren defalarca hapse girdi, çıktı ve artık devrimin muhalifi olarak birleşik turan cumhuriyeti kurmak ıdealıyle devrim safları dışında örgütlenmesini sürdürdü ve nihayet idam edıldı.Zeki velıdı Togan gibi bir yöntem tercih etmediği için siz Türkçü değildi hatta türk de değildi diyebilirsiniz bu sizin yorumunuz. Hatta kürt de diyebilirsiniz ki anlaşılan dersınız.Ama tüm bunlar, tarihi değiştirmeyecek. Galiyev Türkleri ozgurlestırmek için Bolşevik oldu, bolsevıkler carlıgın ruhuna fatiha okuttugunda da devrim muhalifi haline geldi.
Bu adamın milliyetçilik gibi bir iddiası yaşamı boyunca olmamıştır. bu adam ne türkçüdür ne de turancıdır. batıdaki işçi sınıfının başarılı olamamasından mütevellit yönünü doğuya çevirmiştir. doğu milletlerinden de en yakınındakiler müslümanlardır. Kendi nüfuzunu güçlendirmek için de yakın coğrafyaki müslümanların hamisi konumuna geçmiştir. bu hareketlerinin tamamı da rus komünist partisinde başka ırklardan insanlar olmayışındandır. hayatımın hiçbir döneminde enternasyonal olmadım diyor adam kendi ağzıyla. hala milliyetçi bu herif diyorlar ya ona bitiyorum.
yahu tamam çok heyecanlısınız da, stalin yönetiminin adamı halk düşmanı ilan etmek için kullandığı ve onun da bunu reddettiği argümanları bari kullanmayın. değil lan, adam türkçü-turancı falan değil. bak o dönemin rusya türkleri arasında farklı bir olay var, farklı tartışmalar dönüyor, bunlara vakıf olmadan -ki ben bunları sikseniz anlatmam mesela- yanlış çıkarımlar yapmaya devam edersiniz. biz buralarda vatansız görmeye alışmaklığımızdan mütevellit adama evliya görmüş anadolu köylüsü gibi sarılıyoruz. yoksa ben dünden razıyım bir liberal yahut sosyalist olmaya da, bizim köye asfalt daha yeni geldi mk!
şöyle bir bakınca, son zamanlarda örgütlenen türkçü teşkilatlarda galiyevist izler görmek mümkün. özellikle anti-emperyalizm vurgusu, suphi'den alıntılar falan, güzel şeyler bunlar. galiyev büyük bir devrimciydi. zamanın şartları, konjonktürü bellidir ve o bağlamda büyük devrimci aksiyonlara imza atmakla kalmamış, bu aksiyonlarının yörüngesini türk halkı için çizmiştir. bazı arkadaşlar çok acımasız. galiyev'in düşlediği turan kapitalist olmayacaktı diye onu türkçü olmamakla itham edebiliyorlar. müslüman kızıl ordusu'nun başındayken, rektörken, lenin'in sağ koluyken türk türk diye yırtınmasaydı tüm bunlar başına gelmezdi herhalde. o, dünyayı sarsan devrimin en büyük mimarlarındandı. bu devrimde türklerin birleşik türkistan'ını kurması yolunda siyaset yaptı ve maalesef sıradan bir diktatörlüğe dönen o düzenin en büyük muhalifi olarak bunu ailesiyle, canıyla ödedi.
ekim devriminin liderlerinden olup sovyetlerden en en büyük kazığı yiyen, tarih sahnesinin bir başka enver paşa'sıdır. türk solu içerisinde galiyevci olan bir kitle var küçük de olsa. milliyetçi ya da türkçü olarak kendini adlandıran kesimlerde galiyev'e sempati duyan ama komünizm ismini şeytanla eş tutma bilinçaltından sıyrılamayanları görüyoruz daha çok.

galiyev'i sol için ideal bir örnek değil; milliyetçi, türkçü kesime bir örnek olarak görmedikçe biz de aynı bok çukurunda yüzmeye devam edeceğiz. kendine solcu diyenlerimiz proletarya ile bağ kuramadıkça, milliyetçi diyenlerimiz taassuplarından kurtulmadıkça, galiyev sayısı çok az olan hakkındaki kitaplarda fantastik bir figür olarak kalmaya devam edecek.
marksizme ilk eleştiriyi getiren sosyalisttir. milli komünizm adlı fikrin mimarı oluşu sonunu hazırlamıştır. hayatı gerçekten destansıdır. marksın poleterya devriminin batıda gerçekleşeceği tezine karşı,proleteryanın doğuda örgütlendirilip batının doğuyu sömürmesinin önüne geçilirse batı kapitalizminin kendiliğinden çökeceği tezini savunmuştur.
rusya'nın komünizmi özellikle kendi içinde bulunan türk unsurları sömürme amaçlı kullandığını stalin'in gözünün içine baka baka ifade etmiştir. hatta sovyetlerin stalin dönemindeki gibi yönetilmeye devam ettiği takdirde bir bürokrasi diktatörlüğüne dönüşeceğini bununda sovyetlerin sonunu getireceğini beyan etmiş ve tarih huzurunda haklı çıkmıştır. türkiye'de ki sosyalistler başından beri engelsi,lenini,marksı değilde galiyev'i anlatmış olsalar idi şu anda bulundukları bok çukurundan daha makul bir yerlerde olabilirlerdi.
Erol Cihangir tarafından yazılmış bir Sultan Galiyev Davası vardır ki okunmalıdır bence Sultan Galiyev' i anlamak için .
---------------alıntı---------------


Eşit olmayanlar arasında iki isim var. Bunlardan biri Türkler, ötekisi ise müslümanlardır. Bunlar en çok ezilen ve ayak altına alınanlardır. Hiç kimse ve hiçbir şey bunları benim yüreğimden söküp alamaz. Ne olursa olsun milletime olan bu sevgim sönmeyecek. Ancak ben öldüğümde benimle birlikte sönecek. işte bu sevgi, beni bir yerden başka bir yere atıyor, kaderime çizgi çekiyor. Bu kader de, bütün gücümü halkım için sarf edeceğim. Kuyaştan Böyle diyordu Sultan Galiyev. Hayatının sonuna kadar dünyanın bütün mazlum milletleri için mücadele etti. Sultan Galiyev, ölümünün efsaneye karıştığı 1930lara kadar yönetimine karşı savaştığı Stalin ve cellatları tarafından Moskova Lubiyanka hapishanesinde kurşuna dizilip öldürüldüğünde, artık bütün mazlum milletler nezdinde 3. Dünyanın tartışmasız tek önderiydi.
---------------alıntı---------------