allah – Muhalif Sözlük
hû arapçadır, hüdâ farsça... mutlaka etkileşim olmuştur. birbirinden türeyen kelimeler mevcuttur.
bakınız, sadece allah kelimesi deyip, hû, hüdâ, rabb mevlâ vs. kelimelerinden de gocunulmadığı ortadadır.
değindiğim konu, bunların türkçe olmadığıdır ve genel kabulün bunun üzerinden olduğudur. her türlü arapça ve farsça ilah kelimeleri sizleri/bizleri rahatsız etmez iken türkçe ilah kelimeleri rahatsız etmektedir..
evvela bunu kabullenmek gerekir. ve bunun açıklamasını yapmak gerekir. (u: sabahtan beri bundan bahsediyorum)

diğer taraftan hz.adem'e inmeye gerek yok. zira incilde, tevratta vb.'de de allah kelimesi mi geçmektedir? benzer telaffuz olsa da bizzati "ALLAH" kelimesi geçmez; çünkü arapça değildir. araplar üzerinden yayılacağı tayin edildiği için bu isim seçilmiştir yüce yaradanımız tarafından. eğer falanca bir kelime yazsaydı olmazdı, ilah kelimesi üzerinden bir kelime şart çünkü. o zaman için (u: islâmiyetin doğduğu yıllar) peygamber efendimiz dini anlatırken yaradandan söz ederken yabancı bir kelime söyleseydi anlaşılamazdı zaten. ama her arap allah denince yaratıcıdan söz edildiğinden anlayacaktı.

hem tesadüfen bir şeylerin oluştuğundan kim söz etti ki? allah böyle istedi, böyle oldu diyorum, başka türlü isteseydi başka türlü olurdu..

diğer taraftan esma'ül hüsna allah'ın sıfatları değildir. bunu iddia etmedeki amacı da anlayabilmiş değilim.

(bkz:zati sıfatlar)

(bkz:subuti sıfatlar)

sanırım bunlar "sıfat" olsaydı fıkıh, kelâm âlimleri buna "sıfat" derlerdi.
ayrıca anlamları bakımından sıfat olmaları mümkün değildir; özellikle sıfat olarak kullanmaya çalışılmadığı sürece..

bu başlıkta bundan başka entry girmeyeceğimi, zaten söylemem ve de sormam gerekenleri çoktan gerçekleştirdiğimi belirtmekte de fayda var zannediyorsam.

(bkz:fazla söze ne hacet)

(bkz:konuşsam tesiri yok, sussam gönül razı değil)

(bkz:my bad)