fatih terim – Muhalif Sözlük
Dünyada, dudaklarını tamamen kaybedinceye kadar büzebilen tek adam; Signore Fatih Terim... ingilizce konuşamamayı nerede öğrendi acaba?
galatasaray futbol oynayip kaptanlik yaptiktan sonra hoca olarak da 4 yil ustuste sampiyon yapip uefa kupasini kazandirmis ardindan fiorentina ve kisa sure de olsa milan'i calistirmis Turk milli takimini avrupa 3.'su yapmistir. su an bostadir..
türk futbolunu en uç noktaya çıkarmış adamdır. galatasarayı 4 yıl üst üste şampiyon yapmıştır,uefa'yı kaldırarak türk futbol tarihinin en önemli olayını gerçekleştirmiştir.onun bıraktığı takım süper kupayı kaldırmıştır.fiorentina'da italya kupasını almıştır.türk milli takımını avrupa üçüncüsü yapmıştır vs vs. daha ne yapsın lan bu adam. türk futbolundaki başarıların hepsinin mimarı bu adam. kariyerini ve mesleki başarısını aldırdığı kupalarla tescillemiştir.yıllarca, edirne'den dışarıya sadece ''fark yemeye''giden türk futboluna ''biz de yaparız'' dedirten adamdır.türk futbolu için bir şanstır. futbolun atatürküdür.

(bkz:daha iyisi gelene kadar en iyisi bu)
avrupa 4-3-3 sistemini keşfetmeye başladığında türkiyede fatih terim'le birlikte "yürüyün aslanlarım" "saldırın kaplanlarım" taktiğini keşfetmeye başladı.bana göre kendisi futbol stratejisti falan değildir (u: o ersun yanal'dır).takımını çok iyi motive etmesi, gazlaması ise onun asıl silahıdır.türkiye ve galatasarayın başında iken ne kazandıysa pozitif motivasyon taktikleriyledir.bu taktiği floransa'da da tutmuştur fakat futbolunun son dönemlerini yaşayan şımarık ve doymuş milanlılar fatihi anlamamışlardır işin aslı oda onları anlamamıştır.
galatasaray'ın hoca gibi hoca ihtiyacını karşılayacak tek adamdır. rijkaard gönderildiğinde polat'ın teklifini kabul etmemesi, ileri görüşlü olmasındandır. yoksa bugün hagi'nin akıbetine uğrayacaktı.

fatih terim varken, futbolcular sorumsuz olamazlar.
fatih terim varken, servet yavşağı gibiler ''hocam bana güvenmiyor yeaaa, o yüzden hata yapıyorum!'' deyip, bir maçta kasıtlı olarak takımına 2-3 gol yedirip, hocasını harcama yoluna gidemezler.

özet: yamuk yapan adamın götünden kan alır fatih terim.
cümle beşiktaşlı ve fenerli'yi hasetlerinden çatır çatır çatlatan, kıskandıran, karizması ile ezen... galatasaray'ımızın medar-ı iftiharı, kaptanımız, imparatorumuz, mübarek ve de ulu şahsiyet.
bu da fatih terim'e özel bir ingilizce:

"But what can i do sometimes, its the football, that's the football. but anyway now in the tabela we have to seen the situation. Now we second position and one point more. ı dont want see the back ı want to see the front..."

yaklaşık olarak şunu demek istiyor:

Bazen ne yapabilirim ki... Bu futbol, her ne olursa olsun tabelada durumu görüyoruz. Bir puan ileride ve ikinci sıradayız. Artık geriyi görmek istemiyorum. ieriyi görmek istiyorum..."

galiyev daha yakından ilgilenmek ister belki!
hakkında en beğendiğim yazılardan biri:

---------------alıntı---------------

euro 96 eleme gruplarının belirleneceği kura çekimine giden heyetin içinde, milli takım teknik direktörü ünvanıyla fatih terim de bulunmaktadır. heyet, kura çekiminin yapılacağı yere giderken fatih hoca, dönemin milli takımlar sorumlusu ayhan bermek'e döner ve "yine bizi kenara atmışlardır abi." der. hakikaten de, türkiye heyetine ayrılan masa, kura çekiminin yapılacağı salonun kapısının arkasında kalan bir masadır. türkiye o kura çekiminde, son torbada, yani 5. torbada yer almaktadır. 5. torba takımının heyetine ayrılan yer salon kapısının arkası ve bu durumu bir türlü kabullenemeyen adam fatih terim'dir. heyet masaya oturduğunda fatih terim, ayhan bermek'e bir kez daha döner ve "bir gün en önde oturacağız abi!" der.

o türkiye milli takımı, 1995 yılında oynadığı 15 maçın hiçbirinde mağlubiyet yüzü görmez. bu kez euro 96'nın kura çekimi için, ingiltere'nin birmingham şehrine giden türk heyetine, lennart johansson tarafından en önde bir masa ayırılmıştır. 5. torba takımı, tarihinde ilk kez euro 96'ya katılmaya hak kazanmış, bir önceki kura çekiminde "bir gün en önde oturacağız abi!" diyen hırslı adam da hedefine ulaşmıştır.

bütün bir fatih terim hikayesinin çok yoğun ve kısa özetini bu hatırada bulmak mümkündür. fatih terim, mahrumiyetler ülkesinde, her mahrumiyetten bir hırs, her hırstan bir ideal çıkarabilmiş ve o ideal uğruna; ne denenmesi gerekiyorsa denemekten korkmamış adamdır. ve bu mahrumiyetten hırs çıkarma işini, bugünkülerin düştüğü hataya düşmeden, mazlum edebiyatıyla harmanlanmış bir düşmanlığa bulaşmadan, mağrur bir inançla, "biz yapabiliriz!" diyebilmeyi başararak yapabilmiş adamdır fatih terim.

ve belki o günkü hırsın işaret fişeği olup başlattığı yolculuk, 18 mayıs 2000 gününün ilk saatlerinde son durağında biter. tamamen boşalmış olan parken stadyumu'nun orta yuvarlağında dört adam, fatih terim, müfit erkasap, bülent ünder ve eser özaltındere; yaptıkları işin büyüklüğünü birbirinin gözlerinden anlamak istercesine birbirlerine bakmaktadırlar. 5. torba ülkesi, salon kapısı arkasındaki masaların ülkesi "avrupa şampiyonu" çıkarmıştır.

bugün, fatih terim isminin vadettiği tablo da, yine muhtelif bir parken'in orta yuvarlağında, dört adamın, yaptıkları işin büyüklüğünü anlamak istercesine birbirine baktığı tablodur. kim bilir? belki bu sefer hasan şaş, ümit davala, taffarel ve fatih terim. yine fatih terim...

---------------alıntı---------------

(u: gs sözlük)(u: ykaraca)