hakkında en beğendiğim yazılardan biri:
---------------alıntı---------------
euro 96 eleme gruplarının belirleneceği kura çekimine giden heyetin içinde, milli takım teknik direktörü ünvanıyla fatih terim de bulunmaktadır. heyet, kura çekiminin yapılacağı yere giderken fatih hoca, dönemin milli takımlar sorumlusu ayhan bermek'e döner ve "yine bizi kenara atmışlardır abi." der. hakikaten de, türkiye heyetine ayrılan masa, kura çekiminin yapılacağı salonun kapısının arkasında kalan bir masadır. türkiye o kura çekiminde, son torbada, yani 5. torbada yer almaktadır. 5. torba takımının heyetine ayrılan yer salon kapısının arkası ve bu durumu bir türlü kabullenemeyen adam fatih terim'dir. heyet masaya oturduğunda fatih terim, ayhan bermek'e bir kez daha döner ve "bir gün en önde oturacağız abi!" der.
o türkiye milli takımı, 1995 yılında oynadığı 15 maçın hiçbirinde mağlubiyet yüzü görmez. bu kez euro 96'nın kura çekimi için, ingiltere'nin birmingham şehrine giden türk heyetine, lennart johansson tarafından en önde bir masa ayırılmıştır. 5. torba takımı, tarihinde ilk kez euro 96'ya katılmaya hak kazanmış, bir önceki kura çekiminde "bir gün en önde oturacağız abi!" diyen hırslı adam da hedefine ulaşmıştır.
bütün bir fatih terim hikayesinin çok yoğun ve kısa özetini bu hatırada bulmak mümkündür. fatih terim, mahrumiyetler ülkesinde, her mahrumiyetten bir hırs, her hırstan bir ideal çıkarabilmiş ve o ideal uğruna; ne denenmesi gerekiyorsa denemekten korkmamış adamdır. ve bu mahrumiyetten hırs çıkarma işini, bugünkülerin düştüğü hataya düşmeden, mazlum edebiyatıyla harmanlanmış bir düşmanlığa bulaşmadan, mağrur bir inançla, "biz yapabiliriz!" diyebilmeyi başararak yapabilmiş adamdır fatih terim.
ve belki o günkü hırsın işaret fişeği olup başlattığı yolculuk, 18 mayıs 2000 gününün ilk saatlerinde son durağında biter. tamamen boşalmış olan parken stadyumu'nun orta yuvarlağında dört adam, fatih terim, müfit erkasap, bülent ünder ve eser özaltındere; yaptıkları işin büyüklüğünü birbirinin gözlerinden anlamak istercesine birbirlerine bakmaktadırlar. 5. torba ülkesi, salon kapısı arkasındaki masaların ülkesi "avrupa şampiyonu" çıkarmıştır.
bugün, fatih terim isminin vadettiği tablo da, yine muhtelif bir parken'in orta yuvarlağında, dört adamın, yaptıkları işin büyüklüğünü anlamak istercesine birbirine baktığı tablodur. kim bilir? belki bu sefer hasan şaş, ümit davala, taffarel ve fatih terim. yine fatih terim...
---------------alıntı---------------
(u: gs sözlük)(u: ykaraca)
---------------alıntı---------------
euro 96 eleme gruplarının belirleneceği kura çekimine giden heyetin içinde, milli takım teknik direktörü ünvanıyla fatih terim de bulunmaktadır. heyet, kura çekiminin yapılacağı yere giderken fatih hoca, dönemin milli takımlar sorumlusu ayhan bermek'e döner ve "yine bizi kenara atmışlardır abi." der. hakikaten de, türkiye heyetine ayrılan masa, kura çekiminin yapılacağı salonun kapısının arkasında kalan bir masadır. türkiye o kura çekiminde, son torbada, yani 5. torbada yer almaktadır. 5. torba takımının heyetine ayrılan yer salon kapısının arkası ve bu durumu bir türlü kabullenemeyen adam fatih terim'dir. heyet masaya oturduğunda fatih terim, ayhan bermek'e bir kez daha döner ve "bir gün en önde oturacağız abi!" der.
o türkiye milli takımı, 1995 yılında oynadığı 15 maçın hiçbirinde mağlubiyet yüzü görmez. bu kez euro 96'nın kura çekimi için, ingiltere'nin birmingham şehrine giden türk heyetine, lennart johansson tarafından en önde bir masa ayırılmıştır. 5. torba takımı, tarihinde ilk kez euro 96'ya katılmaya hak kazanmış, bir önceki kura çekiminde "bir gün en önde oturacağız abi!" diyen hırslı adam da hedefine ulaşmıştır.
bütün bir fatih terim hikayesinin çok yoğun ve kısa özetini bu hatırada bulmak mümkündür. fatih terim, mahrumiyetler ülkesinde, her mahrumiyetten bir hırs, her hırstan bir ideal çıkarabilmiş ve o ideal uğruna; ne denenmesi gerekiyorsa denemekten korkmamış adamdır. ve bu mahrumiyetten hırs çıkarma işini, bugünkülerin düştüğü hataya düşmeden, mazlum edebiyatıyla harmanlanmış bir düşmanlığa bulaşmadan, mağrur bir inançla, "biz yapabiliriz!" diyebilmeyi başararak yapabilmiş adamdır fatih terim.
ve belki o günkü hırsın işaret fişeği olup başlattığı yolculuk, 18 mayıs 2000 gününün ilk saatlerinde son durağında biter. tamamen boşalmış olan parken stadyumu'nun orta yuvarlağında dört adam, fatih terim, müfit erkasap, bülent ünder ve eser özaltındere; yaptıkları işin büyüklüğünü birbirinin gözlerinden anlamak istercesine birbirlerine bakmaktadırlar. 5. torba ülkesi, salon kapısı arkasındaki masaların ülkesi "avrupa şampiyonu" çıkarmıştır.
bugün, fatih terim isminin vadettiği tablo da, yine muhtelif bir parken'in orta yuvarlağında, dört adamın, yaptıkları işin büyüklüğünü anlamak istercesine birbirine baktığı tablodur. kim bilir? belki bu sefer hasan şaş, ümit davala, taffarel ve fatih terim. yine fatih terim...
---------------alıntı---------------
(u: gs sözlük)(u: ykaraca)