gece gece nerden aklıma geldi bilmirem amma, bir de bunlar vardı vakti zamanında. 90'lı yıllar, evimize türkiye gazetesi giriyor, türkiye çocuk dergisi okuyoruz. ütü masamızdan, mutfak robotumuza, bisikletimizden, aspiratörümüze kadar her şeyin ''ihlas'' marka olduğu zamanlar. işte o vakitler hatırladığım kadarıyla önceleri 15 günde bir çıkarken, sonra aylık olan türkiye çocuk dergisi her ay bir hediye verirdi. o zamanlar cd olmadığı için, ya da yaygın olmadığı için, tgrt'nin evliyalar belgeselleri kaset olarak verilirdi. radyoda arkası yarın dinler gibi, koyardık müzik setine kasedi, aziz mahmut hüdai hazretleri'nin falan filmlerini dinlerdik(!) (bkz:film dinlemek) sonraları türkiye gazetesi'nin eski hızı kalmadı, ihlas finans battı,(u: peder akbank'la çalışırdı, darbe yemedik buradan) tgrt satıldı, annem ''bir daha bu heriflerden bir şey alma, bütün malları dandik!'' restini çekti babama. gazete, dergi, tava, tencere aboneliğimiz bitmiş oldu böylece. bir ara zaman okuduk, çok sürmedi. muhsin başkan'a diğerlerinden biraz fazla yer ayırıyorlar diye - o da işlerine geldiği şekilde - vakitçi sapıkları okumaya başladık. onlardan da çabuk hevesimizi aldık. vay anasını, bütün sahtekarları dolaşmışız lo! (u: bgv) ve bu günlere geldik. eyyorumlamam bu kadar. saçmaladıysam, silerim sonra. geç oldu.
kronolojik sırası bile bozulmaksızın aynısını yaşamış bir aile ferdi olarak şunu eklemeliyim ki, ihlas'ın şofbeninin üstüne şofben tanımam arkadaş.. Ha bir de yakın zamana kadar pert olana dek kullandığımız Türkiye gazetesi logosunu taşıyan plastik türevinden imal edilmiş olan duvar saati vardı...
Stres bilekliklerinden hiç bahsetmeyeyim iyisi mi (u: laf sokan smayli)
(bkz:power & balance bileklikleri)